Ali Uygur Selçuk'un Kara Komedi tarzındaki oyununda orta sınıf Albert ailesinin hikayesi anlatılır.
Tanıtımda alegorik bir “Burjuva Distopyası” olarak ifade edilen oyunda, toplumsal statülerin, insanların oturdukları katlara göre belirlendiği bu dünyada üst katlar; iyi imkanlar, bol kazanç ve mutlu bir hayat anlamına gelirken; alt katlarda yaşayanlar pislik içinde yüzen, ahlaksız, insan bile denemeyecek yaratıklar olarak kabul edilmiştir.
Albert ailesinin ebeveynlerinin tek hayali üst kata taşınmaktır.
Bu hayale kendilerini o kadar kaptırmışlardır ki, üşüyen kızlarına yeni bir palto dahi almazlar; kazandıkları tüm parayı üst kat komşularının hiç gelmeyecekleri davetlere harcarlar.
Ailenin kaderi üst kat komşularının bir gün evlerine beklenmedik şekilde gelmesi ile değişir. Üst kata çıkabilmek için ellerine fırsat geçmiştir. Ne var ki üst kata çıkmak sandıkları kadar kolay değildir. Hayallerini gerçekleştirmek için; küçümsedikleri ve iğrendikleri alt kattakilere dönüşmeleri, yozlaşmaları gerekmektedir. Bu yozlaşma, trajediyi de beraberinde getirirken fark edemedikleri şey onların da her daim birileri için “alt kattakiler” olduğudur.
Yoz, iğrenç ve ahlaksız olan alt kattakiler midir? Yoksa asıl kötülük, onları bu şekilde damgalama hakkını kendinde bulan üst kattakilerde mi?
Üst katta olmak bir ideal gibi görünürken, üst katta olanların ahlaki yapıları, yozlaşmış hayatları alt kattakiler tarafından görülmez, ya da görülmek istenmez.
Kapitalist sistemde başarının sadece maddi imkanlarla ölçülmesi, bunun elde edilmesi için verilen tavizlerin, ödenen bedellerin, karakter aşınmalarının göz ardı edilmesi oyunda oldukça başarılı bir şekilde verilmiş.
54 dakika süren oyunun metnini yazan Ali Uygur Selçuk kesinlikle ayrı bir tebriği hak ediyor.
Fulya Aksular ve Sinem Yener Ekşioğlu'nun anne karakterini dönüşümlü oynadığı oyunda diğer oyuncular da başarılı performansları ile alkışı hak ediyor.
Yılın sürprizlerinden olan Alt Kattakiler'in yolu uzun, alkışı bol olsun.
Oyunu ilk prömiyer gününde izlemiştim bir de geçen akşam ikinci kez izledim. Aradan geçen zamanda, oyun oturmuş, kusursuz hale gelmiş. Sahne geçişleri, sesle oyuncuların uyumu muhteşem. Zaten sahnede yer alan Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay için ne söz söylesek az. Yiğit Özşener ve Zeynep Özlem Dinsel de çok ama çok başarılılar. Bir de oyunda finale yakın eşsiz bir performans sunan Gözde Kırgız'ı da ayrıca ayakta alkışlamak isterim. O nasıl bir yangın tarifidir...Hepimiz yangını içimizde hissettik :)
İmkanı olan herkesin izlemesi gereken bir oyun, böyle değerli oyuncuların özellikle de Haluk Bilginer'i sahnede izleme şansı es geçilmemeli.
Alt Kattakiler / Mahal-art Galata