Kalıpları yıkan, kışkırtıcı ve düşündürücü eseriyle Birleşik Krallık sahnesinin günümüzdeki en büyüleyici yönetmenlerden biri kabul edilen Ben Duke ilk kez festivalde! Kendi topluluğu Lost Dog’un yanı sıra Hofesh Shechter gibi önde gelen pe
DEVAMIk çok toplulukla da çalışan Duke, yüce kavramları ve fikirleri gösterişten uzak ögeler, gündelik bir dil, etkileyici müzikler ve güçlü imgelerle dönüştürerek onlarla dünyevi bir alan yaratmasıyla tanınıyor. Her yeni çalışması heyecanla beklenen sanatçı, Juliet ve Romeo’da bu kez Shakespeare’in büyük trajedisini ters yüz ederek hepimiz için tanıdık deneyimlerle dolu, tümüyle orijinal bir eser yaratıyor ve çağdaş bakışı, derin teatralliği ve çok katmanlı yaklaşımıyla yine övgüler topluyor.
Dans ve komediyi ustaca harmanlayan bu sürükleyici oyunda ölmeyip 40’lı yaşlarına ulaşmış Juliet ve Romeo’nun o dillere destan aşkı gündelik hayatın ağlarında çırpınıyor. Sorunlarını çözmek için psikoterapiden hipnoza ve çiftler masajına her şeyi deneyen Juliet ve Romeo, bu kez farklı bir yönteme karar veriyor: İlişkilerindeki belirleyici anları izleyicilerin önünde tekrar canlandırıyorlar. Böylece hepimizin bildiği o büyük ve trajik aşk hikâyesi, en dokunaklı davranışların bile aslında yanlış anlaşılmalarla örüldüğü son derece komik bir hâle bürünüyor. Kelimelerin yerini zaman zaman dans alıyor ve çift birbiriyle çarpışır, yüzleşir ve hatta birbirini ısırırken ilişkilerindeki tüm çabalarının sıradanlığı kelimelerin ifade edebileceğinden de güçlü bir biçimde izleyiciyi sarsıyor. Birbirlerine çektirdikleri tüm üzüntü ve sıkıntıya rağmen trajedi kapıya dayandığında ise birbirlerini umutla destekliyorlar.
Hepimiz için mümkün, ulaşılabilir ve anlaşılabilir bir hikâyeyi zekice, eğlenceli biçimde ve duyarlı bir oyunculukla aktaran Juliet ve Romeo uzun bir hayat ve mutlu bir evlilik için kılavuz niteliğinde!
DAHA AZ GÖSTER