-
-
Oyunu CKM de izledim. Erkan Can, Güven Kıraç ve Levent Ülgen in oyunculuklarına ve sahne tecrübesine beğenim de çok fazla. Ancak bana göre oyunda repliklerin 4 kereyi aşan tekrarları, tekstin gereksiz uzun olması, bir türlü giriş bölümünün aşılamaması oyunu sıkıcı yapmış. Yaşam hakkını elinde tutmak isteyen izleyicinin gündeme gönderme yapan içeriği samimi bulup kendisinden sayarak beğeniyi abartmasını anlayamıyorum. Müsamere tadında geçti. Ses konusunda ciddi sorun vardı. Bahtiyar Engin in çoğu repliği duyulamıyorrdu. Engin Kıraç ın ajite ruh halini oynarken sesini gereğinden çok fazla yüksek perdede kullanması Bahtiyar Engin le olan diyalogları akustik travmaya dönüştürdü. Emeğe saygım sonsuz ancak benim açımdan başarılı ve izlenesi bir oyun değildi.
-
Buradaki yorumlara istinaden büyük beklentilerle gidip hüsrana uğradığım bir başka oyun ne yazık ki. Oyunun süresi 90 dk değil neredeyse 125 dk. Oyunun metni vermek istediği o güzelim toplumsal mesajı maalesef amatörce oyunculuğa kurban etmiş. Unutulan replikler, oyuncuların durup durup gülmeleri, seslerinin önde olmamıza rağmen zaman zaman duyulmaması, 3 kişinin diyaloğunda konuşmayan 3. kişinin sadece sözünün gelmesini öylece durarak beklemesi, sıradan espriler vs. Vasat bulduğum bir oyundu. Yine de emeğinize sağlık.
-
İzlediğim en kötü oyunlardan biri olacakmış, bilmiyordum.
Böyle bir kadrodan biri çıkıp da, yahu biz napıyoruz arkadaşlar demedi mi hiç?
Oyundaki aksamaları görmezden geldilerse kötü, fark etmedilerse daha kötü.
Metin çok ama çok zayıf. Aynı şeylerin etrafında dönüp duran; izlendiğinin farkında olan kişinin izleyene kendini 'bak biz ne kadar da komiğiz' dedirtmek isteyen bir ses tonunda zaman geçirmek için yazılmış hissi uyandıran diyaloglarla, oyunun asıl olayı olan cenazeyi yakmaya ulaşmak için ittirilen fakat bu sürede, artık klişeleşmiş şakalar ve çıkarımlarla izleyiciye bir şeyler vermek isteyen ama başaramayan; zorlama bir oyun.
İkinci perdede düzeleceğini umdum fakat oyun daha da kötüye gitti. Hele mezarlık sahnesinde gerçekten oyundan çıkası geliyor insanın. Bu metini ilk tiyatro oyunu olarak yazan biri alıp Erkan Can'a, Güven Kıraç'a götürse, abi oynar mısınız? dese, herhalde sopayla kovarlardı o kişiyi.
Oyunun en çekilir yanı oyunculuklar ve bu oyuncuları aynı sahnede izlemiş olmak. Oyuncuları görmek için gidebilirsiniz.
-
Ankara ATO Congresium / 07.03.2024
Gördüğüm en BOŞ oyun diyebilirim. Oyun boş bir metin, bomboş diyaloglar ve en az 4 tekrardan oluşuyor. Haliyle sahneler ve oyun uzadıkça uzuyor. Espriler ve taklitler 80’lerden kalma gibi. Salonda bir kaç kıkırdamanın dışında gülen de olmadı zaten.
Metnin asıl meselesi arada çeşni gibi kalmış, o kadar sıradan anlatılmış ki bildiğimiz bir mevzuya hiçbir derinlik katmadı.
Türk tiyatrosunun dört ünlü ismi nasıl olur da böyle bir metinle sahneye çıkar ve çok iyi bir şey (!) sahneye koyduklarına inanır anlaşılır gibi değil.
İlk perde sonrası, arada, önümde arkamda oturan pek çok kişi oyunu terk etti, ben ise “daha ne kadar kötü olabilir acaba” diye sırf meraktan kaldım ikinci perdeye… Ama değişen bir şey olmadı ne yazık ki…
“Televizyonlarda gösterilen saçma dizilerde bu ünlü oyuncuları izle(ye)miyorum bari oyuna gideyim de mesleklerini asıl icra ettikleri tiyatro sahnesinde göreyim kendilerini” dedim ama para ve zaman kaybı oldu maalesef… 2/10
Alevli Günler / Vigor Kültür Sanat