Eğer bir oyun 1 saat 40 dk. sürüyorsa kesinlikle tek perde olmamalı artık! 2 Perde olmalı. Artık diyorum çünkü dünyada her alanda olan değişim tiyatro seyircisinde de var elbette. Ve yeni tiyatro seyircisi, oyun güzel bile olsa, 1,5 veya 2 saatlik tek perdelik bir oyunda kesinlikle sıkılıyor, ilgisi dağılıyor, takipte zorlanıyor. Yönetmenlerin, Oyuncuların ve Tiyatro Akademisyenlerinin dikkatine önemle sunarım.
Oyuna gelecek olursak, Vodvil özellikleri gösteren ama güldürmeyi çok başaramayan, durgun ve vasat bir Fransız komedisi. Bu monotonlukta ilk paragrafta yazdığım unsurun büyük payı var! Özellikle ilk yarım saat oldukça sıkıcı, bu sıkıcılık oyun sonuna doğru dağılsa da oyunu kurtaramıyor maalesef. Oyun metni de özünde çok komik değil aslında. Bunda da Fransız yazarın asıl başarısının Sinema Yönetmenliği alanında olması yatıyor bence. Oyun bir sinema filmi olsa daha başarılı olabilirmiş. Bir Profesyonel kiralık katil ile karısından ayrılmak üzere olan intihara eğilimli bir Fotoğrafçı bir otelin yan yana odalarına yerleşirler. Tesadüfler üstü üste gelip, bir de meraklı bir otel görevlisi olaylara müdahil olunca işler oldukça karışır.
Oyunculuklarda veya oyuncu seçimlerinde sorun yok. Hepsi de rollerinin üstünden gelmekteler. Kiralık Katil rolünde M. Asım Tuncay Aynur özellikle etkileyici ve kuvvetli sesi ile daha öne çıkmakta. Dekor, kostüm, ışık ve müzik desteği oyunla uyumlu ve hatasız.
Aşırı komik, hareketli ve gürültülü komedileri sevmeyen, sadece hafif gülümseme isteyen seyirciler için biçilmiş bir kaftan olan bu oyun, dediğim gibi eğer 2 perde olsaymış beğeni kitlesini çok daha fazla artırabilirmiş.
*NOT: HAZİRAN AYININ ORTASINA kadar perdelerini kapatmayan DEVLET TİYATROLARI YÖNETİMİNE bir tiyatro sever olarak sevgilerimi sunarım, tebrik ederim. Gerçek halka ve tiyatroya hizmet budur! Yıllardır tüm talep ve şikayetlerimize rağmen 30 Nisan’da yangından mal kaçırır gibi sezonu kapatan ŞEHİR TİYATROLARINI ise bir kez daha burada eleştirmek isterim. Seyircilerinizi ve Tiyatro sanatını seviyorsanız eğer, sizlerde Mayıs ayı sonuna kadar perdelerinizi açık tutmalısınız!
Albert Einstein’ın hayatını baz alarak, Bilim Adamları zamanlarını fikir ve projelerine mi yoksa Aile ve sevdiklerine mi ayırmalı sorununa çözüm arayan bir oyun. Özellikle günümüz dünyasında inanılmaz yoğun iş hayatı yaşayan herkes oyunda kendi hayatlarından bir parça göreceklerdir.
Genç gazeteci Margaret dünyaca ünlü Fizikçi Einstein ile söyleşi yapmak için plansız bir ziyaret yapar. Biraz da Margaret’in enerjisinden etkilenen Einstein söyleşiyi kabul eder. Fakat söyleşi ilerledikçe Fizik ve Kuantumdan uzaklaşılacak, hiç bilinmeyen şok edici sırlar gün yüzüne çıkacaktır.
Tek perde ve yaklaşık 1,5 saat süren oyun tamamen diyaloglardan oluşmakta. Dolayısı ile bu konuşmaları iyi takip etmek gerekiyor. Aksi halde sıkılırsınız ki oyunun kimi yerlerinde kopmalar mevcut. Oyun acaba 1 saate indirgense daha mı iyi olurdu ? Oyunun hem çevirmeni hem yönetmeni hem de başrol oyuncusu Buğra Koçtepe başarılı, oyuna çok emek sarf ettiği ortada. Sadece makyajı, ışıktan mıdır bilmiyorum, oyun fotoğraflarına göre fazla yapay kalmış. Margaret rolündeki Pınar Gün Topçu hakkındaki eleştirilere katılıyorum, özellikle giriş bölümündeki oyunculuğu abartılı.
Geriye doğru açılır dekor oldukça başarılı ve dönemi iyi yansıtmış. Işık ve müzik desteği yeterli. Kostümler de inandırıcı ve başarılı. Oyun başlamadan 5 dk. önce Einstein’ın sahnede görünmesi de iyi bir fikir olmuş, seyirci kendisini oyuna erken konsantre ediyor. Ama oyun esnasında fotoğraf ve video çekme görgüsüzlüğü maalesef devam etmekte.
Fizik ve Kuantuma meraklı olanların yada İş hayatı ile Aile hayatı arasındaki dengeyi kuramayan, sorunlar yaşayan ve çözümler arayan herkesin izleyerek ders çıkarabileceği bir oyun.
*NOT : HAZİRAN AYININ ORTASINA kadar perdelerini kapatmayan DEVLET TİYATROLARI YÖNETİMİNE bir tiyatro sever olarak sevgilerimi sunarım, tebrik ederim. Gerçek halka ve tiyatroya hizmet budur ! Yıllardır tüm talep ve şikayetlerimize rağmen 30 Nisan’da yangından mal kaçırır gibi sezonu kapatan ŞEHİR TİYATROLARINI ise bir kez daha burada eleştirmek isterim. Seyircilerinizi ve Tiyatro sanatını seviyorsanız eğer, sizlerde Mayıs ayı sonuna kadar perdelerinizi açık tutmalısınız !
Münasebetsiz / İzmir Devlet Tiyatrosu