Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Şehir Tiyatrolarının sevdiğim sahnelerinden biri. Yeni yapılmış olmasına rağmen fuayesi ufak. Üstelik bazı günler yiyecek içecek (su vardı sadece) bulunmuyor. Yan taraftaki cafe ve pastanelerde bekliyoruz oyun saatine kadar. Ne düşünülmemiş acaba ?
İki salonu var birinde yerler numaralı diğeri saat 18 de oyunları başlayan ( Stüdyo sahne ) ve yerleri numarasız olan. Stüdyo sahnedeki oyunlarda yer kapmak için koşturmaca ve kapıda kuyrukta beklemek hoş değil. Personel saygılı. Çok titiz bir ekibi var.
Yıl olmuş 2025 ve seyirciye Devlet Tiyatroları’nda modern yapımlar ve deneysel işlerin sunulması gereken yerde felsefeyi, tasavvufu bir araya getirmeye çalışıp çorba eden yapımlara tahammül ediyoruz. İstanbul Devlet Tiyatrosu, sezonun başlarında Ankara Devlet Tiyatrosu ortaklığında sahneye koyduğu Medea Material ile her ne kadar göz alıcı bir iş ortaya koysa da Bursa Devlet Tiyatrosu ile ortak yapımını üstlendiği Meddah ve Cellat oyunuyla o derece hayal kırıklığına uğrattı. Oyunun en dikkat çeken unsurları meddah ve cellat rolündeki oyuncuların performansları ile dansçıların hikayeye entegresi olurken yapılan koreografiler ve müzikler de beğendiğim noktalar arasındaydı.
Oyunu Üsküdar Müsahipzade Celal sahnesinde seyrettim. Bazı oyunlar var ki oyuncu ne yaparsa yapsın seyirciye geçmez. Eğer o rollerde ünlü bir oyuncu olursa seyirci aynı espriye ağız dolusu güler. Alan Ayckbourn'un bu oyunu güldüren değil gülümseten bir oyun olmuş. Elbette bazı geceler oyunlarda timing sıkıntısı olabiliyor. Bu oyunda çok dikkat edilmesi gereken bir konu. Senede bir tiyatroya giden seyirciyi memnun etse de haftada bir oyun seyreden seyircinin pek memnun kalacağını düşünmüyorum.
Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi