Tiyatro klasikleri, adaptasyonları çok izleyince böyle özgün işlerin bendeki yeri bir başka oluyor. Bilet almadan önce, oyuncuya baktım beklentim arttı, konuya baktım itiraf edeyim bi "amaaaan" dedim..Bu iki hal birbirini dengeledi, gittim ve sonuç:
Sıfır Telaş oyuncu olarak zaten sevdiğim Onur Özaydın'ın yazıp oynadığı bir oyun. Sahnede, yerel radyoda program yapan Yamaç karakterini görüyoruz. Öncelikle kendimi gerçekten radyo stüdyosunda gibi hissettim, bu bir başarı. Radyocu klişeleri, onu bu işe iten sebepler, Yamaç'ın vefası, aile sorunları, bir nevi tutunamayan hali..Hepsi öyle güzel harmanlanmış, tempo o kadar iyi ki, bir sahnede gözünüz yaşarırken, birden kendinizi kahkaha atarken buluyorsunuz. Kendisi bu duygu durum geçişlerini başarıyla yaptığı gibi, bizi de peşinde sürükledi.
Tek kişilik oyun oynamanın zorluğu malum, gerçekten yetkinlik isteyen bir iş. Dirmit ve Kalabalık Duası varken muadillerine ısınmak güç, şimdi bendeki o yeri bu iki oyun ile paylaşan çok güzel bir oyunum daha oldu, teşekkürler Onur Özaydın:) ("Üçü Bir Arada" tamam. Keşke yer bulabilsem de "Kral Lear"da izleyip bu sezon sizin oyunları üçleyip seriyi tamamlasam)
Yönetim ve sahne tasarım için Doğu Akal ve emeği geçen herkesi kutlarım..Ezcümle çok keyif aldım. Tiyatro severler zaten gider ama özellikle bu sanatı ihmal eden ya da mesafeli olan arkadaşlarım hazır olun, istikamet Sıfır Telaş.
Sıfır Telaş / Tiyatroperest