Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Tutkulu bir kelebek koleksiyoncusunun, sahip olma güdüsünü; saplantılı ve tek taraflı bir ilişkiye taşımasının gerilim yüklü öyküsü…
20’li yaşlarının sonundaki Frederick Clegg’in genç ve güzel, sanat öğrencisi Miranda’yı alı DEVAMIkoyarak adım adım ilerleyen bir psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bırakışını, seyirciyi de bu tehlikeli oyuna ortak ederek anlatıyor Koleksiyoncu. İngiliz edebiyatçı John Fowles’un çarpıcı romanından, Mark Healy tarafından sahneye uyarlanan oyun; tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi “sessiz kalarak suça ortak olanlara” dikkat çekiyor. Eyüp Emre Uçaray’ın yönettiği eser, tarihten günümüze süregelmiş olan sınıflar arası çatışmanın ve insanın sahip olma arzusunun yarattığı yıkım üzerinden ve “kadın-erkek” ilişkisi motifiyle, seyircisini katmanlı bir tartışmaya davet ediyor. Clegg, Miranda’nın bedeni ve zihnini -tıpkı koleksiyonuna kattığı kelebekler gibi- zapt ettikçe, Miranda da kurtulmak için verdiği direnişte yalnız kalır. Seyirci, farkına bile varmadan kendisini Clegg’in takıntılı eylemlerinin “suç ortağı” konumunda bulurken; eylemlerini doğal ve haklı olarak gören Clegg, seyirciyi karşısına “müttefik” olarak yerleştirir… DAHA AZ GÖSTER