-
🎭Şimdi ben size ufak bir Çehov, Üç Kız Kardeş oyun özeti yapayım zira bunu bilmeden BOBİK NEREDE? adlı uyarlamayı anlamak oldukça güç. Ki bence bir uyarlama, kaynak eser bilinmese bile (kimse bilmek zorunda değil) anlaşılabilir olmalı. Bu durum bana göre başlı başına sorun teşkil ediyor.
🎭Olga, Maşa ve Irina, küçük bir kasabada yaşamaktadır. Babalarının ölümünden sonra bir türlü oradan ayrılamazlar. Her biri, geçmiş anılarıyla ve Moskova’ya dönme umuduyla yaşar. Kaybettikleri hayatı geri kazanama niyetindedirler.
🎭Olga öğretmenlik yapar, Maşa mutsuz bir evliliğin içinde başka birine aşık olur, Irina ise anlamlı bir yaşam arayışındadır. Erkek kardeşleri Andrey de evliliği ve borçları arasında sıkışır kalır.
🎭Bir gün kasabada büyük bir yangın çıkar, bu yangın sadece evi değil, kardeşlerin hayallerini de yakar. Moskova’ya gidemezler. Anlamı bilmeden ama umudu da tamamen yitirmeden yaşamaya devam ederler.
🎭Özet akabinde devam edeyim: Üç Kız Kardeş benim pek de bayıldığım bir Çehov oyunu değil. Hal böyle iken bir de üstüne anlamı iyice çıkmaza sokar gibi bir reji...Keşke böyle iyi bir oyuncu kadrosu için başka bir oyun seçilseydi. (İclal Aydın'ın "Üç Kız Kardeş" adlı romanı uyarlansa bile daha ok olabilirdim. Gerçi Tiyatro Kare o işi kimseye bırakmazdı🤭)
🎭Sözün özü müzik olarak Mussorgsky (Pictures at an Exhibition'dan -ki çok severim- The Old Castle) seçimi, Serkan Aka tasarımı, sensörle çalışan, içindeki kaşıkların şıkırdadığı çay bardakları ve başından alev gibi yükselen kulelerin olduğu, renk paletinin Çehov atmosferine uygun biçimde tasarlandığı şahane afiş hariç oyunu ne yazık ki beğenemedim. Yine de elbette yolları açık olsun.
-
-
🎭Pervin Ünalp’in kaleminden çıkan Geç Kalanlar, insana ve hatırlamaya dair bir iç hesaplaşma oyunu. Geçmişle yüzleşemeyenlerin bugünde sıkışıp kalma halini, kadın ve erkek arasındaki sessiz mücadele üzerinden incelikle işliyor.
🎭Nihat Alpteki’nin ŞT'deki ilk yorumunda olduğu gibi, Sanat Organizasyon 39’un yeni sahnelemesinde de metnin vicdani derinliği, dekor ve kostüm korunmuş. ŞT'de Elçin Atamgüç çok başarılıydı. Böyle durumlarda seyircide bir kıyaslama hissi oluşabilir ancak Çiçek Dilligil kendine has, etkili oyunculuğu ile buna fırsat vermedi.
🎭Ümit Erlim'in rolüne ilk perdede pek ikna olamamıştım ancak ikinci perdede, özellikle duygu geçişlerinde kendini buldu diye düşünüyorum. Ece Özdikici'yi sahneye girdiği ilk andan finale kadar beğendim. Tuba Oral'in anne rolüyle sahneye girişi oyunun kaotik bir anına denk gelmekte. Bu kaosa tezat bir dinginlikte oluşunu sevdim.
🎭Ancak oyuncuları hariç diğer unsurları aynı olan, oyuncuların da iyi olduğu oyun bu sefer bana çok daha uzun geldi. Özellikle bazı tekrarlar ile gerçekten sonlara doğru zorlandım. Ya ben oyunu ilk izlediğim zamanki duygusal temelde değilim ya da prömiyer diye bazı sarkmalar oldu. O kısmı bilemiyorum. Ama ilk kez izleyecek ve zamanında diyemedikleri, yapamadıklarına hayıflanan seyirciyi çok net yakalayacaktır.
🎭Ses Tiyatrosu’nun tarihi atmosferinde prömiyer yapan oyunun yolu açık olsun. Yönetmen Nihat Alpteki'nin mesleğine aşık, heyecanı bedeninden taşan hali her zaman karşılığını alkışlarla bulsun.
-
-
🎭Oyunu, oyunun anlatım dili ile kısaca yorumlarsam: Baba, otorite, bu güç figürü ile hesaplaşma, sevme biçimleri, mesafe koyarak sevmek, gençliğimin Türkiyesi, biz duygusunu hissetmek, kayıp, yas, kılavuz metaforu.
🎭Evet işte oyun da bana aynen böyle parça parça duygusunu vermeye çalıştı. Öncesinde fuayede başlayan ön konuşma, kılavuzun yer yer seyircilere okutulması, sarılma için bir seyircinin oyuna dahil edilme mantığını anlayabiliyorum ancak buna rağmen en azından benim nazarımda bir bütün olarak temas etmedi oyun bana.
🎭Lakin bir sahne var ki; evladın kafasının içinde yankılanan ve bizim de dış ses olarak duyduğumız babanın sözleri ve her bir balonun isyan şeklinde patlatılışı. Bu sahne gerçekten hem dramatik hem artistik açıdan çok güçlüydü. Bu arada oyunun ışık uygulamasını ve dekorunu beğendim.
🎭Size kalan, kaybettiğiniz kişilere söyleyemedikleriniz ise, oyun en azından bir kısım seyirci için bunu tersine çevirmeye vesile olabilir. Ne mutlu o seyircilere. Bu akşam prömiyeri gerçekleşen oyunun, ekibin yolları açık olsun.
Bobik Nerede? / Mim Kolektif