Yorumları okuyunca beklentimi çok düşürmüştüm fakat oyunu gördükten sonra anladım ki popüler kültür sorunsalı tiyatro izleyicisini de sarmış...
Şayet tanınmış kişiler olmasalardı listemize ekliyeceğimiz, oyun yaptığında haberimiz olsun diye favori oyunculara dahil edeceğimiz isimler olurlardı fakat dizilerden tanıdımız kişiler olunca ve ülkemizde sürükleyiciliğiyle göz doldururken düşündürücü/sorgulatıcı olmaktan çok uzak dizilere alışkın olduğumuzdan olsa gerek; hayal kırıklığı yaşayan kitle senaryoyu, karakterleri ve olay örgüsünü de bir o kadar çarpıcı ve kolay görmek istedi diye düşünüyorum.
Cümlelerin tek düze bir şekilde söylendiğine dair yoruma çok rastladım, aksine oyunun en beğendiğim yönlerinden biri oldu çünkü gözümüze gözümüze 'Bakın burda çok anlamlı bir laf var iyi dinleyin'i sokmamışlar. "Benimleyken yalnızlığını bozan birşey var mı?" Çok seri şekilde konuşmaya başlayan bir çiftin diyalogu arasında bir yerde, yakaladın yakaladın...
O kadar şekilden şekle girdiler öyle kendilerini vererek oynadılar ki oyunculukları ünlerinin önüne geçti.
Negatif bir eleştiri yapacak olursam sıkıcılık kelimesi ben bugün bir tiyatro oyunu olmak istiyorum deseydi, bu oyunun ilk yirmi dakikasını seçerdi. Zannediyorum oyunu sınıfta bırakan seyirci, bu ilk yirmi dakikada oyunla bağını kopardı. Ancak hemen hemen her oyunda -süre değişkenlik gösterir elbette- muhakkak uzayan bir bölüm ve bunun getirdiği bir sıkılma hissi olur. Bunu oyunun geneline yayarak yorumlamak ne derece doğru?
Tüm ekibin emeğine sağlık. Evime hayal kırıklığıyla değil iyi bir oyun izlemiş olarak döndüm.
Müfettişler / Tiyatro.iN