Uykusuz Bir Rüya/Salim adlı oyunu Alan Kadıköy'de izledik. Öncelikle söylemem gerekir ki en önde sandalyede izlediğimiz tiyatronun yapısı bu tek kişilik oyun icin çok uygundu. Dekoru tek sandalye ve duvara yansıtmadan oluşan oyun, tamamıyla Berkay Ateş'in performansı üzerine kuruluydu. İlk olarak baş karakterin, Berkay Ateş'in şimdi Max olan Blu TV yapımı dizisi Magarsus'ta canlandırdığı "Beton" lakaplı Salim adlı karakterle adaş ve hemşehri olması dikkatimi çekti. Sanırım Magarsus dizisinin yarattığı hayran kitlesinden de yararlanılmak istenmiş. Ayrıca oyunun birkaç yerinde Salim'in konuşmalarının taklidini yaptığı bazı karakterlerin aynı "Beton" Salim gibi konuşması da aynı düşüncenin ürünüydü sanırım.
Oyuna gelecek olursak iki senelik bir üniversite bitirdikten sonra memleketinde iş bulamadığı için Adana'dan İstanbul'da kebapçılık yapan amcasının yanına çalışmak üzere gelen Salim'in öyküsünü anlatıyor. Oyunun seriminde hikayeye canlı bir giriş yapılıyor. Ancak düğüm kısmında, özellikle ortalara doğru konunun biraz dağıldığı, adeta kopuk kopuk ilerlediğine şahitlik ediyoruz. Ateş'in canlı anlatımı sayesinde o kadar rahatsız edici olmasa da yine de izleyicinin bu bölümlerde biraz konudan uzaklaşabileceğini de düşündüm. Özellikle flash backler bir süre sonra şimdiki zamanla fazla karışıp hangi olayın ne zaman olduğu algısının dağılmasına neden oluyor. Bunun da aslında oyunda hedeflenen bir şey olduğunu düşünüyorum. Zira Salim aslında haksız yere yatırıldığı bir akıl hastanesinde tüm olanları izleyiciye anlatıyor.
Oyunun sonlarına doğru tempo yükselirken, eş zamanlı olarak Berkay Ateş'in anlatımı ve oyuna hakimiyeti de zirve yapıyor. Oyunun finali ise çok canlı olarak gerçekleşiyor. Özellikle son sahnesindeki vuruculuk, izleyicinin zihninde fazlasıyla yer ediyor. Sonuç itibarıyla metindeki kimi dağınıklık ve kopukluklara karşın anlatacaklarını iyi özetleyen, Berkay Ateş'in başarılı yorumuyla da akılda kalıcı bir oyun Uykusuz Bir Rüya. İzlenmesini tavsiye ederim.
Uykusuz Bir Rüya, Salim / D22