Psikolojik olarak biraz ağır bir oyun, bunu bilerek izlemeye gidin. Bana göre birwZ daha derin işlenebilirdi, yüzeysel kalan kısımlar vardı.
“Filler ve Karıncalar” oyunu, minimal dekoruyla sizi ilk dakikadan büyülüyor. Hortumların ve ustaca kullanılan ışıkların yarattığı atmosfer, fillerin o görkemli varlığını sahnenin her köşesine taşıyor. Parmaklarla hayat bulan karıncaların giderek devleşmesi ise izleyeni şaşırtan, zekice düşünülmüş bir sahne büyüsü.
11 oyuncunun tamamının sahnede eşit bir ağırlıkla var olması, oyunun bütünlüğünü muhteşem bir uyumla pekiştiriyor. Hiçbir abartıya kaçmadan, kusursuz bir uyumla akıyor oyun.
Politik mesajları ise oyunun en büyük gücü: Bir yumruk gibi değil, bir aydınlanma gibi geliyor seyirciye. Sertleşmeden, bağırmadan, sizi rahatsız etmeden düşündürüyor.
Kısacası “Filler ve Karıncalar”, sahne estetiği, oyuncu disiplini ve politik derinliğiyle iz bırakan, izleyicisini hem zekâsıyla hem zarafetiyle etkileyen bir oyun.
Abdullah Konuş / Tiyatro Arçura