-
Kafası karışık bir kurgucunun buhranlı bir anında “ Shakespeare de artık pek bi klasik, günümüze yorumlasak nasıl olacak” diye heveslenip, fikrini plansızca sahneye dökme çabasını gülsek mi ağlasak mı duygusuyla izlemiş gibi hissettik. Sahne dekoru, metin, kostümler hepsi bambaşka hikayelere ait sanki… Oyun içinde bir an neon ışıklar ile rapçi kostümlü gençlerin pozları arasında bağ kurmaya çalışırken, başka bir an Romeo’nun aşkını ilan ettiği klasik tirata keskin bir geçiş yapıyorsunuz. Bir sahne sonra prens karakterinin neden eşofman ile sahnede olduğunu düşünürken, orijinal metne sadık şekilde konuşmalarını, aynı andaki alakasız tavırları ve dekorları, rollerin inandırıcılığını ve hikayenin nereye varacağını sorguluyorsunuz. Sizin kafanızda bu sorular dönerken ve tam bağlantıları kuruyorum herhalde derken bakıyorsunuz oyun bitmiş. Beklentinizi düşük tutarak izlemeye gitmenizi öneririm.
-
Yeni uyarlanan Romeo ve Juliet... Aslında oyun kötü mü hayır değil ama aradaki bazı konuşmalar çok uzundu bir ara oyun kendiliğinden koptu ve seyircinin dikkati dağıldı. Müzik, dekor ve kıyafetler gerçekten çok başarılı idi. Esasında dürüst olmak gerekirse ; Dasdas o kadar güzel oyunlara imza attı ki, bu oyun beklentimin çok altında ve çok sıradan kaldı. O yüzden çok daha iyi bir Romeo ve Juliet uyarlaması bekliyordum.
-
Öyle güzel bir metin ki! Mayası güzel olunca oyunun lezzeti de çok yüksekti. Şebnem İşigüzel soyadını konuşturmuş.
Ahsen Eroğlu'nu TV'de Menajerimi Ara dizisinde ilk kez izlemiş ve çok beğenmiştim. Bu oyunu seçerken en büyük motivasyonum onu sahnede canlı canlı izlemekti.
Partneri Tunahan Çilingir'i de role yakıştırdım. Hele sona doğru çalan müzik... ne kadar güzel bir oyun izlediğim duygusunu daha da pekiştirdi. Oyun boyunca zihnimde Gülhane'nin asırlık çınarları çağrıştı. Sahne düzenlemesinde emeği geçenler de iltifatı hak ediyor. Beni aldılar ve o ağacın tepesine götürdüler.
-
Zaruri ve uzun pandemi arasından sonda Dasdas'ta açılışı yapmış bulunuyorum.
Bir Shakespeare klasiğinin modern uygulaması, bu kısım tamam. Ancak zaten büyük olan Dasdas salonunda sahne için ayrılan alana bu kadar yayılması gereken bir dekor gerekli miydi? Bence hayır. Oturduğum yer itibariyle sahnenin bazı kısımlarını görebilmek için ağırlıklı olarak yeni gelin gibi koltuk ucunda izledim 2 perdelik oyunu. Bu oyun için çok zorlama bulduğum, gereksiz yer kaplayan, adeta oyundan negatif manada rol çalan bir dekor seçimi/uygulaması olmuş.
Bir kısmını ilk kez izlediğim genç oyuncular ve Erdem Akakçe (oyundaki favorimdir) Hülya Gülşen gibi ustaların performansları ile tolere etmeye çalıştım geceyi. Ana karakterlerin uyumu iyiydi Naz Çağla Irmak ve Deniz Can Aktaş (İlk kez izledim, kendisi daha ziyade popülaritesinden sebep tercih edilmiş gibi düşünüyorum)
Bende biraz hayalkırıklığı yaratan bir oyun olsa da sahne önü ve ardında emeği geçenlere teşekkürler.
-
Romeo ve Juliet / DasDas