Kafası karışık bir kurgucunun buhranlı bir anında “ Shakespeare de artık pek bi klasik, günümüze yorumlasak nasıl olacak” diye heveslenip, fikrini plansızca sahneye dökme çabasını gülsek mi ağlasak mı duygusuyla izlemiş gibi hissettik. Sahne dekoru, metin, kostümler hepsi bambaşka hikayelere ait sanki… Oyun içinde bir an neon ışıklar ile rapçi kostümlü gençlerin pozları arasında bağ kurmaya çalışırken, başka bir an Romeo’nun aşkını ilan ettiği klasik tirata keskin bir geçiş yapıyorsunuz. Bir sahne sonra prens karakterinin neden eşofman ile sahnede olduğunu düşünürken, orijinal metne sadık şekilde konuşmalarını, aynı andaki alakasız tavırları ve dekorları, rollerin inandırıcılığını ve hikayenin nereye varacağını sorguluyorsunuz. Sizin kafanızda bu sorular dönerken ve tam bağlantıları kuruyorum herhalde derken bakıyorsunuz oyun bitmiş. Beklentinizi düşük tutarak izlemeye gitmenizi öneririm.
Romeo ve Juliet / DasDas