Zorlu center’ın güzel salonunda sahnelenen medea oyunu, yetenekli küçük oyuncuları, uzun zamandır maruz kaldığımız plastik sandaliye, aleminyum folyodan yapılmış berbat dekorlardan farklı güzel dekoruyla bizi umutlandırdı. Ama oyun başladıktan sonra anladık ki oyunu sadece ilk 3 sıra için sahnelenmiş ,arka sıralardaki bizler arada sırada birseyler duyabildik, arka sıralardan supersonic kulakları olan bir hanım ise bütün primal espirilere yırtınırcasına gülerek bizi eğlendirdi, sağolsun. Oysaki küçük oyuncuların bariz görünen kafa mikrofonları vardı. Açılmaya mı unutulmuştu??? Biz sanat severler hala umudumuzu yitirmeden takibe devam ediyoruz, lütfen bizi küstürmeyin, biraz daha özeni hak ediyor bu seyirci
Istanbul Mon Amour ve Hekabe ile birlikte festivalin en sevdigim islerinden biri oldu. Lars Eidinger'e bayildim, o kadar sevimsiz bir karakteri bu kadar guzel canlandirma be adam, ki bizde rahat rahat nefret edelim kendisinden :)
Kaciranlar icin yine uzuldugum harika bir oyundu. 2,5 saat arasiz olmasina ragmen hic bayilmadan seyrettiriyor kendini...
"A horse, a horse! My kingdom for a horse!
10 yıl önceki "Bir Halk Düşmanı" akabinde şimdi "III.Richard" ile yine ve iyi ki Schaubühne Berlin ve Thomas Ostermeier.
Aralıksız 2.5 saat süresince, hipnoz olmuş halde Ostermier'in yarattığı dünyada, Lars Eidinger'in canlandırdığı zalim, eli kanlı Richard'a sempati duyar, dahası krallığı için onu alkışlarla destekler halde bulduk kendimizi. İnanın bunun yönetmen ve oyuncu büyüsünden başka bir açıklaması olamaz.
Müzik ve tavrın büründüğü rocker hava oyuna çok yakışmış. Barındırdığı bunca kötülük içinde oyun pekala aşırı kasvetli ve sert bir yapıya bürünebilirdi. Esprili ve interaktif yanları ile çok güzel bir denge sağlanmış.
Sahne merkezinde tepeden sarkan, ışık ve kamera işlevi de gören mikrofona yüklenen anlam çok ince düşünülmüş.
Richard'ın kulede öldürttüğü çocuk yaştaki yeğenlerinin sahne üzerinde oyuncular tarafından idare edilen kuklalar tarafından oynanması; Richard'ın atipik fiziki özelliklerinin vurgulu gösterimi, öte yandan onun sahneden bir rock star gibi yansıması; finaldeki savaş sahnesinin Richard'ın kendi kendine yaptığı bir savaş gibi verilmesi; katletiklerinin tepesinde beliren hayali ve kendisine salınan korku; ah o ayaktan sarkıtılma anı; Almanca oynanan oyunun o meşhur son sözünün İngilizce söylenmesi aklıma gelen klas duruşlardan bazıları.
Sahnede hepsi başarılı oyuncular içinde Richard'ı ustalıkla oynayan Lars Eidinger ve Catesby/Margaret rolündeki Robert Beyer'i (özellikle kraliçe Margaret rolündeki beddua tiradı şahaneydi) ayrıca anmalıyım.
Eve, iyi bir ekipten iyi bir oyun izlemenin keyfi, etkisi, açılış sahnesinde atılan konfetilerden çantama düşenlerle geldim. Teşekkürker İKSV.
Medea / Dor Productions