Kafeslere kapatan, eziyet eden, kuyruğunu kesen, aç bırakan, dövüştüren, zorla çiftleştiren, istismar eden, parçalayan, öldüren, gömen. Her şeyi yok eden, kendinden başkasına yaşam alanı bırakmayan. Kendini her şeyin tepesinde gören. Vahşi sürü. İnsanlar. Ve diğer yanda insan eliyle parçalanan bir hayatın adaletini sağlamaya çalışanlar. Hayatta kalma savaşı verenler. Birbirlerinden başka kimseleri olmayanlar. Birbirleri için her belaya atlayanlar. Yoldaşlar, koruyucular. Safkanlar, kırmalar, sokaktakiler. Köpekler. Adalet kimden gelir? Zulüm kimden? Herkes unuttuğunda yasını kim tutar? Bir ölüm kaç hayatı bağlar? Bir hayat kaç bedeni yutar?
Ulasimi en rahat sahnelerden birinin acilis oyunu olarak sahane bir tercih. keske sezonda da oynayabilseler ve daha cok insan seyretse diye dusundum. Oyuncular acisindan fiziksel olarak oldukca yorucu bir oyun, mental olarak biz seyirciler icin ayni yoruculukta. 3 dilde oynaniyor olmasi zaten basli basina etkileyici. Ozellikle Alexander'i oynayan(ne yazik ki oyuncunun adini bilmiyorum) oyuncuya bayildim. Kotulerin maskelerin arkasinda olmasi fikrini de cok sevdim. Oyun metni itibari ile zaten cok carpici, dusundurucu, hem komik hem huzunlu; ayni anda bir cok seyi barindiyor. Cok guzel bir is cikmis, sahnenin acilisina yakisti...
The Dogs