İskoç yazar John Buchan 1915 yılında bir casusluk romanı yazar; 39 BASAMAK. Romanı, 1935 yılında aynı isimle sinemaya uyarlayan ise Alfred Hitchcock'tur. Ana karakter Richard Hannay'in, gittiği gösteride tanıştığı gizemli kadının, kendi dairesinde bıçaklanması sonucu bulaştığı bir casusluk macerasıdır bize anlatılan.
Oğuz Utku Güneş de bu metni alıp Anadolu’ya uyarlayan bir deha bence. Genç yönetmenler arasında parlayan bir yıldız gerçekten. Bir hikayeyi bu kadar keyifli hale getirebilirdi. Zaten çok iyi olan metin ancak bu kadar Anadolu versiyonuna çevrilebilir ve mükemmel bir sahne matematiği ile bizi buluşturabilirdi.
Berk Yaygın inanılmaz bir oyuncu. Uzun zamandır bu kadar artikülasyonu iyi bir oyuncu izlememiştim. Ayrıca tertemiz bir oyunculuk.
Pelin Abay da çok güzel eşlik ediyor ancak sahneleri izlerken sesi beni çok yordu.
Murat Akkoyunlu artık klasik bir oyunculuk sergiliyor onu hep aynı şekilde, aynı espirilerle izlemekten biraz yoruldum. Umarım daha farklı rollerde görürüm.
Genel olarak keyifli, müthiş bir oyun alanının oluşturulduğu bir metin olmuş, görülmeli!
Oğuz Utku Güneş tarafından yazılıp yönetilen oyunu Baba Sahnede izledim. İlk önce sahne mekân üzerinden oyunu yorumlayıp ardından oyunculuk, reji, seyircinin dinamikleri şeklinde ilerleyeceğim.
Baba Sahne oyunu daha samimi bir hale getirmiş. Sahne ve seyirci arasında bir uzaklık olmadığı için oyuncuların mimiklerini, jestlerini hangi açıdan olursa olsun görebilme imkânı var. Bu konuya değinmememin sebebi hep üzerinde durduğum ve önemsediğim bir konu olan tiyatro sahnelerinin tiyatro oyunu, sinema, artık hangi amaçla kullanılacaksa o amaçla yapılması ve sahne dinamiği gözetilerek yapılması. Baba Sahne bu durumu gözeterek tam bir tiyatro sahnesi olarak inşa edilmiş ve oyunun kullanımına uygun olarak yapılmış.
Oyunun dekoru ve sahne tasarımına gelecek olursam daha işlevsel basit denebilecek natüralist ve geleneksel sahne tasarımından uzak daha gezici bir kumpanya oyun için yapılmış izlenimi uyandırdı. Küp küp platformların üzerinde ilerleyen oyunda oyuna eşlik eden bir müzisyen de mevcut. Oyunun heyecan, gerilim, panik, korku gibi duygularına eşlik eden, bu yönüyle oyun için daha dinamik ve diğer duyulara da hitap etmesi açısından iyi düşünülmüş bir yöntem.
Oyunculuklar da ise performans, role girme açısından başarılı örnekler var. İzlenebilir, takip edilebilir bir konu ve merak ögesi olduğu için genel seyirciye hitap eden bir oyun olmuş. Seyirciyi de gözlemlediğim de bunu gördüm. Komedi türünde olan oyunun neredeyse her sahnesinde seyirci katıla katıla güldü. Bazı durumlarda dikkatimi dağıtan konuşmalar aşırı tepkiler de oldu. Bundaki önemli etkenlerden biri özellikle Murat Akkoyunlu’nun olduğu sahnelerde gerçekleşti. Kendisinin tanınır ve komik mizacı önceki film ya da dizilerde aldığı roller bundan etkili olduğunu düşünüyorum.
Pelin Abay ve Berk Saygın da farklı role girme, çabukluk, hızlı kıyafet değişimi konusunda iyi bir ekip hızlı hareket eden, kolektif bir uyum içinde oyunu gerçekleştirdiler. Herhangi bir hatayı yavaşlığı tempoyu bozan bir durumla karşılaşmadım.
Oyunun konusu var olan bir romana dayanıyor. İstanbul’da geçen bir cinayet, ajan, kaçma takip edilme temasının işlendiği bir kara komedya tarzında yazılmış bir oyun. Yazarın diğer oyunların da benzerlikler atıflar buldum. İrma Vep’in Esrarın’da da gördüğüm hayalet gölge yansımaları söz konusuydu. Geleneksel Türk tiyatrosuna ait örnekler de mevcuttu. Yanlış anlamalar, Ortaoyunu girişi gibi saz semaisi ve girizgâhla başlaması.
Oyuna kendimizi kaptırdığımız anda araya giren epizotlar ve her sahnenin adını yansıtan seyircinin de görebileceği yöntemle epik unsurlar var. Seyirciyi oyunun içine dâhil eden bir yöntem kullanılmış. Mikrofoncunun sahneye dâhil olması oyunu akışını bir anda kesen tepki ve şakaların olması güldürü ögeleri arasında.
Konu arka planında Türk Kurtuluş Savaşına da denk geliyor. Halide Edip anılması, Atatürk’ün onun hakkındaki görüşleri esas metnin yazıldığı döneme denk geliyor diye yorumladım.
Genel olarak oyuna bakacak olursam oyunculuklar başta olmak üzere başarılı bir oyun. Oyunun konusu sahne tasarımı dekor sürekli birden fazla olayın olması takip edilebilirliği ve başı sonu belli olmayan bir olaylar silsilesini yaratıyor. Dediğim gibi oyuncuların birbiriyle uyumu kolektif hareket etmeleri beni etkileyen unsurlar oldu.
39 Buçuk Basamak / Tiyatroadam