Antroposen Çağın Distopyası, Posthüman Kavrayışın Ütopyası:
KRAL ÖLÜYOR
Marie (Siborg): “Yerin yarıldığını duyuyorum.”
Marguerite (Yapay Zekâ): “Oyunun sonunda öleceksin.”
Kral (İnsan): “Ben hep kendimi sevdim.”
DEVAMI
Juliette (Robot): “Saçmalamaya başladı.”
Muhafız (Köpek): “Henüz minik bir prens iken el arabasını icat etmişti. Birlikte oynardık.”
Doktor (Bitki): “Bizim ülkemizde yapraklar kuruyup dökülüyor. Ağaçlar iç çeke çeke ölüyorlar.”
Bir gün, bildiğimiz anlamda insanın sonu gelse, dünya sahnesi kimlere kalır?
Kral Bérenger, bir sabah uykusundan uyanır ve kendisine oyunun sonunda öleceği bildirilir. Kral bu durumu reddeder, sızlanır, öfkelenir, pazarlık yapar; ancak kaçınılmaz olanın önüne geçemez. Nihayetinde, gitme vakti geldiğinde, Kral’ın ikinci karısı, hizmetçisi, muhafız ve doktor sahneden çekilirler. Kral’ın birinci karısı ise ona son yolculuğunda eşlik eder.
Absürt tiyatronun öncü isimlerinden Eugène Ionesco’nun çarpıcı oyunu Kral Ölüyor, bitki, hayvan, insan, robot türleri ile siborg ve yapay zekâ temsillerini sahne üzerinde ilk kez bir araya getiriyor. İnsanın merkeziyetini sorgulayan Posthümanist bir dramaturjiyle bilim kurgu tiyatrosu dinamiklerini harmanlayan eser, Kral’ın ölümünü yalnızca bireysel bir son değil, insan-merkezli bir dünyanın sonu ve insan-sonrası bir varoluşun başlangıcı olarak ele alıyor.
Oynayanlar
Kral: Erdal Devrim Aydın
Marie: Cemre Buğra Ün
Marguerite: Derya Alabora (Dış Ses)
Juliette: Voly (Robot) (Seslendiren: Ülkü Şahin, Kumanda: Ali Küçük)
Muhafız: Gölge (Köpek)
Doktor: Patos (Bitki)
DAHA AZ GÖSTER