-
-
-
Beyefendi , oyununuzu beğenmediğim için kendimi sevmediğimi duygusuz ve ruhsuz olduğumu falan düşünecek kadar çıkarım yapabilme becerinizden dolayı sizi oyunda olmadı ama şu an ayakta alkışlıyorum. Şimdi lütfen bana yardımcı olun , kitabı çok beğenmiştim , popüler olmadığı yıllarda annem sayesinde tanıyıp okumuştum, sonra diğer kitaplarını da. Şimdi kitaptan etkilenmiş kitabı çok sevmiş biri olarak ruhsuz ve duygusuzluğum kendimi sevip sevmemem ne olacak şimdi yoksa çift karakterli miyim, içimde bir kişi daha mı yaşıyor . Anlamsız çıkarımlar bunlar, olumsuz yorum yazanlar ölsün, sahneden selamlar. Bakın ben de araya şaka sıkıştırdım popüler kültürden, yolunuz açık olsun.
-
Çok uzun zamandır tiyatro izlerim. Son senelerde, ekiplerin ve oyunların da çoğalmasıyla haftada ortalama üç oyun izleyen biriyim. Bu durum beğeni eşiğimi yüksek kılıyor. Bu genel notu düşerek başlayayım yorumuma: Üzgünüm.
Oyunu seçerken, her ne kadar ağırlıklı izleyici yorumu olumsuz da olsa, kitabın güzelliğine dayanarak oyuna bir şans vermek istedim ve ama gördüm ki tüm o negatif yorum sahipleri haklı. Öncelikli sorun bence ekibin, kapasitesinin üstünde bir eseri oyunlaştırmayı seçmesi. Sonrasında gelen şey, eserin nasıl sahnelendiği, yönetimi. İşte o tam bir fiyasko. İki perdelik oyunda, kısacık (kimisi bir dakikalık) sahneler arası o kadar uzun dekor değişimi var ki, oyundan ziyade loş ışıkta nakliye izliyoruz desem yeridir.
Bu arada hiç bir oyunda sahne arkasına bu denli vakıf olmak durumunda kalmamıştım. Çünkü sürekli dekor ve oyuncu sirkülasyonu olduğundan, perde açıklığı sebebiyle mecburen arkadaki harekete maruz kaldık. Özelde Raif Efendi'yi oynayan beyefendi başta olmak üzere, oyunculuklar da tat vermedi.
Tiyatro yapma çabalarını takdir ediyorum ama kendimi, fazlaca amatör seviyede kalan performanslarını ifade etmek durumunda hissediyorum. Keşke sadece sesli kitap özeti okuması şeklinde kotarılsaydı eser, inanın daha özgün bir çaba olurdu. Alkışım Maria Puder'i oynayan hanımefendiye.
-
Selamlar, oyunun ilk perdesini 27 kasım 2021 de Ankara Dört mevsim tiyatro salonunda izledik. Oyuna gitmeden evvel yorumları okumamıştık ancak 2 3 sene öncesinde yazılan yorumlarda yer alan eleştirilerin neredeyse hiçbirinin dikkate alınmadığını gözlemledik. Sadece birinci perdesi için konuşabilirim oyun süresi ile sahnenin karartılmaya çalışılıp dekor değiştirildiği süreyle eşit olabilir , yeri geliyor 3 cümle okunuyor sonra tekrar karartıp arkadan bir yatak taşınıyor sonra sahne tekrar aydınlanıyor 1 dakika geçiyor tekrar kararıyor ve bu sefer de yatak içeri taşınıyor. Neden izleyicinin oyuna konsantre olmasına bariz bir şekilde engel olan bu durumu bu kadar sık yapıyorsunuz. Anlıyorum kitabın kurgusuna bağlı kalmak adına bir çaba içindesiniz ama iki ayrı sanat dalında ufak farklılıklar kurgusal değişiklikler bu durum gibi çeşitli fiziksel sebeplerle mümkün olamaz mı. Anlatıcı sürekli devreye giriyor bir cümle söylüyor arada gereksiz esler ya da gerektiği halde olmayan esler sürekli bir oyuncular arası senkron problemi. Fon müziklerinin loop u kesintili , arada en azından bi fade in fade out ekleyip yumuşak bir geçiş sağlasaydınız 3 yıldır. Teknoloji ilerledi bir kamera kurup oynadığınız oyunu 3 yıldır bir gün kaydedip bi izleseydiniz keşke en azından 3 yılın sonunda bazı eksiklikler giderilebilirdi. Oyuncu seçimleri doğru mu ya da, kitabın baş karekterini kitabı okurken çelimsiz zayıf bünyeli hafif ihtiyar biraz gariban görünümlü naif bir adam olarak hayal etmedik mi çoğumuz, yanakları tombiş pembe pembe Noel babayı canlandırıyor olsa sırıtmayacak bir cast seçimi doğru mu sizce, belki makyaj belki 3 yıldır oynanan bir oyun için kilo vermek mümkün olamaz mıydı. Bakın üç yıl, nice çocuk doğdu nice insan rahmetli oldu, kimimiz evlendi kimimiz emekli oldu köyüne yerleşti, 3 koca yıl , neden o kadar eleştiriye rağmen bazı şeyleri değerlendirip geliştirmeye çabalamadınız ki, bu yüzden kusura bakmayın pandemi var zaten kapalı mekanda onlarca insanla durmak artık bizleri tedirgin eden bir durum , bari buna değsin de bari evimize gidelim diyip birinci perde biter bitmez oyundan kaçmayalım, en azından bu koşullarda oraya gelmiş insanlara hürmetiniz olsun.
Yeraltından Notlar / İstanbul Temaşa Tiyatrosu