İBB Şehir Tiyatroları'nın pandemiden bu yana gideren kan kaybeden ve nitelikli oyun sahnelemeden uzaklaşmasının en acı örneklerinden biri.
•••••
Daha önce Devlet Tiyatroları'nda keyifle izlediğim fakat güncel ŞT versiyonunun neresinden tutulursa tutulsun elde kalmasıyla vasatı aşamadığı oyun, vermek istediği mesajların yakınına dahi yaklaşamayan bir yapının içine zorla sıkıştırılmış vaziyette. Oyunun açılışında uzunca süre maruz kaldığımız animasyon (!), sözleri son derece zorlama ve oyunun akışından çıkarıldığı vakit hiçbir eksiklik hissettirmeyecek kadar kötü şarkılar, fazla sayıda sırıtan oyunculuk performansları ve genel seyircinin seviyesine ineceğim derken kalitesinden ödün veren bir rejiyle mahvolan metin...
•••••
160 dakikalık uzunca süresinde kontrolü kaybeden ve bir noktadan sonra kendisini adeta uçurumdan aşağı atan oyun, izlenmediği takdirde hiçbir şey kaybedilmeyecek bir versiyonla sahnede. Koca bir Y A Z I K.
“Yeni bir başlangıca imza atmak, bir ‘başka hayat’ kurmak ve geçmişi geride bırakmak ne derece mümkün?”
•••••
Cem Uslu’nun yazıp yönettiği ve tek kişilik performansla sahne aldığı Başka Hayat, hayatında yepyeni bir sayfa açmak isteyen Kâmil Osman Dilek ve hikayesiyle tanıştırıyor bizi. Büyük bir şirketin finans biriminde çalışan beyaz yakalı Kâmil’in şehrin kaosundan sıkılıp hiçbir işi yetiştirme derdinin olmadığı köye yerleşme hayali ve bunun yaşamında yarattığı kırılım, yaklaşık 70 dakikaya yayılan son derece dengeli bir anlatımla sunuluyor. Bu noktada karakterin kırsaldaki yaşama olan büyük hevesinin zamanla nasıl tepetaklak olduğu ve geçmişinin peşini bırakmayan karanlık yüzü, metnin gidişatını da belirleyen önemli bir etken oluyor. Nitekim Kâmil’in bizimle paylaştığı ve bunu neden mutlaka anlatması gerektiğinin ilerleyen dakikalarda belirginleşmesi, oyunun en belirgin çatışmasını ortaya çıkarıyor. Köydeki zeytin ağaçları, görkemli bir dağ ve onu ortadan kaldırıp orada altın madeni açmak isteyen ve her türlü dalavereyi yapan kirli bir şirket. Bu bir yandan Kâmil Osman’ın geçmişiyle olan hesaplaşmasına dönüşürken diğer yandan da çarpık sistemin doğa üzerindeki tahribatına karşı kararlı bir direniş oluyor.
•••••
Cem Uslu’nun sahnenin her noktasını dolduran ve dinamik performansıyla öne çıkan Başka Hayat, özellikle dozu son derece iyi ayarlanmış mizah unsuruyla son zamanlarda izlediğim en dengeli oyunlardan biri. Hayal kırıklıklarıyla yoğrulmuş inancın, inadın, umudun ve direnişin trajikomik hikayesini sahneye taşıyan metin, bir yandan da peşimizi bırakmayan ve bir şekilde karşımızda beliren geçmişin acımasız yüzünü hatırlatıyor. Oyun, amaca hizmet eden özenli bir dekor tasarımına sahip olsa da aynısını ışık tasarımı için söylemek ne yazık ki çok mümkün olmuyor. Birkaç küçük an dışında oyun süresince sabit bir ışık kullanımının olması, oyunun hanesine ufak bir eksi yazıyor. Bunun yanında Uslu’nun seyirciyi hikayenin her an içinde tutan dinamik oyunculuğu, metnin en güçlü destekçisi oluyor. Kendini keyifle izleten oyunu bu yüzden rahatlıkla önerebilirim.
Bir Ziyaret / İstanbul Şehir Tiyatroları