Oyunu 22 Ekim Pazar akşamı izledik. Öncelikle tüm ekibi, bu kadar büyük bir risk aldıkları için tebrik ediyorum. Bence inanılmaz cesur bir hareket. Anlaşılmazlığı göze almak ve "kendin" için oynamak muhteşem bir lüks olsa gerek. Bu alınan risk, benim şu an yazmakta olduğum gibi yorumlara da kapı açıyor tabii ki. Bu yorumları göğüslemek ve bu anlamda "varsın, böyle düşünsünler" diyecek alçak gönüllüğü göstermek de tüm yapımın ortak hikayesi olacak herhalde.
Gelelim yorumlarıma: Oyun 1 ya da 0 lık bir oyun. Ya çok seversiniz ya çok kötü bulursunuz. Ben kötü bulanlardanım. Konu yok. Absürt komedi olduğu belirtilmiş ama bence hiç komik değil. Yer yer tebessüm ettim evet, ve fakat salondaki gülüşmelerden, hatta yer yer atılan garip kahkahalardan, salonun aynen ülke gibi, ikiye bölündüğünü hissettim. Bir grup baya kaptırmış kendini, oyunla beraber gülüyor, bir grup, ki o grup bizim grup, "noluyor burada, millet neye gülüyor, bunun nesi komik" falan diyor. Hani Gibi de izleyen bir ekibiz, absürt komedi nedir iyi kötü biliriz, ama buradaki espiriler ilkokul seviyesiydi bizim için. "2C hadi artık gülüp eğlendiyseniz, dağılalım" modunda 70 dakika oyuna sabrettik diyebilirim.
İnanılmaz büyük büyük oynayan oyuncuların, oyunculuklarını yine de sevdim, senkronizasyon anlamında çok iyilerdi, yalan yok. Haluk Bilginer'i sahnede görünce zaten mest oluyorum. Ama sırf kadro süper diye, bu 70-80 dakikalık "konusuz"luk çekilecek dert değil. Başı, sonu mesajı olmayan bir oyun. Hiç anlam aramayın. Bütün oyun, "bu kadar anlamsız cümlenin peş peşe sıralanmasının harika bir kompozisyonu". Ha böyle, bir check listiniz var ise, hani Zuhal Olcay-Haluk Bilginer'i ölmeden sahnede göreyim gibi, o zaman saygım sonsuz, izleyin derim. Hayattaki o check listler önemli. Amma velakin, benim grupta iseniz, böyle bir durumda, hani bir dima'm açılsın, ya da bir güleyim rahatlayayımı asla beklemeyin.
Ben bazen çok üzülüyorum, bu kadar fevkalade insan, bu kadar emek, harika mesajlar verebilirdi izleyicilere. Hani sanat, toplum içindirciyim bu anlamda bir nebze. Ama bu hikaye, tamamen sanat, sanat içindir üzerine kurulu herhalde. Neyi amaçladıklarını asla anlamadım. Neden böyle bir şeye imza atmışlar, kafam hiç basmadı. Sadece içimde bir burukluk, kaçırılmış muhteşem bir fırsat gözüyle baktım hikayeye.
Ez cümle: benim gözümde: kral çıplak. Üzgünüm.
İnanılmaz umutlarla gittiğim ama kelimenin tam anlamıyla fiyasko dediğim hayal kırıklığı yaşadığım bir oyun. Dün akşam Uniq de izledim giden zamana mı, paraya mı, hayal kırıklığına mı yanayım bilemedim. Bu kadar muhteşem bir kadro nasıl harcanır bilemiyorum. Zuhal Olcay gibi dev bir sanatçı a b c dese hayranlıkla izlerim derdim meğerse izlenmiyormuş o kadar kötüydü ki kelime bulamıyorum. Oyun da ki herkesin büyük büyük oynamasına mı, oyunda elle tutulur bir metnin olmaması mı neyi yazayım bilemedim, tek iyi olan performans hizmetçinin orgazm sahnesiydi bu kadar. Beğenenler neyi beğeniyor inanın meraktayım. Yazık oldu giden paramıza, zamanımıza diyorum.
Dün akşam oyunu izledim..yıllar sonra Haluk bilginer ve Zuhal Olcayı izlemek için heyecanla gittik ve büyük bir hayal kırıklığı ..yorumları şimdi okudum ama absürt tiyatro diye adlandırmak oyundan hiçbirşey anlamadan çıkmak değildir. Yazık bu kadro daha iyi bir oyunla çıkabilirdi, tek kelime ile zamanınıza ve paranıza yazık
Kel Diva / Oyun Atölyesi