Her şey bir planın parçasıydı. İncelikle oluşturulmuş, güzelce tasarlanmış, kurnazca uygulanmış. Bir kadeh kırmızı şarap, bir özür, bir dans. Her güzel şeyin başlangıcı. Güzel anlar... anlardı. Küçük bir unutma. Ardından kaybolma. Pus. Her şeyin üstüne çöken, kaplayan, hapseden. Parçalanan bir zihin, parçalanan bir hayat, hayatlar. Tutunmaya çalıştıkça kayıp giden anlar. Kelimeler. Neydi o kelimeler. Ha elma. Öfke, yorgunluk, pişmanlık. Belki daha önce fark edilse her şey daha başka olabilirdi. Diğer kelime, ha şeyde vardı, lab... labrador. Kimin suçu? Kimsenin. Hayat. Anılar yığını. Onlarla doluyuz. Garip, insan hangi anıya tutunacağını bilemiyor. Bir dans, bir şarkı. Hmmm, çimen. Her şey iyi. Her şey kötü. Her şey dağılıyor, her şey unutuluyor. İnsan başına ne geleceğini bilemiyor. Her şey bir planın parçası. İnce ince çözülen, dağılan, unutulan. Hangi kelimeler? Hmm unuttum. Yorgunum, bugün burada bırakalım. Ahh bu şarkı, bizim şarkımız. Bizim anımız. Hep burada kalalım. Bu anda.
Elma Labrador Çimen / Tiyatro.iN