Ukulelecimiz, pederimiz Ros'un halası, Romeo'nun kalbi, hepsi ve daha fazlası sarışın yelloz anlatıcımız dillere destan bir hikaye anlatacak bugün bize. İyi bir hikayenin bedeni aşktır, ruhu ölüm. Önce iki aşık gerek bunun için. Biri Verona'nın kalplerinde yer etmiş Julyet, diğeri de daldan dala atlayan şıpşevdi Romeo. İlk görüşte aşık olurlar birbirlerine. Serenadlar yapar, yeminler eder, günah şarabından içerler. Ama kavuşmalarının önünde bir engel vardır. Onlar düşman ailelerin çocuklarıdır. Güzel bir çatışmamız oldu. Bir de hikayeyi genişletecek karakterler lazım. Karanlık serseri Ross Ross ve kulenin sıcak esintisi Paris. Bir de Tybalt, adı yeter. Bu hikayeyi karşılıksız aşk, kıskançlık, ihanet, kumpas, ayrılık, acı, anlama kıtlığıyla ceşnileyelim. Evet, destanımız hazır gibi. Tek eksiğimiz büyük son. Kutsal aşıklar kilisesinin boş mezarlarını dolduracak iki beden. Sonsuza kadar birlikte yatan aşıklar olmadan destan mı anlatılır? Çanlar çalındığında büyük anlatıcımız adını tarihe geçirecek destanını bitirecek. Müzik başlasın, danslar edilsin. Aşıkların destanı dilden dile aktarılsın. Ölüm, sonsuzluk, mutlu son (mu?)
Yakın, sıcak, samimi bir destek grubunun bir toplantısına daha hoş geldiniz. Çiftimiz geleneksel aile kurumunun kendilerine çizdiği tüm o sınırları aşmak, kısıtlamaları kaldırmak, duvarları yıkmak için bizimle. Sadakat denen ilkel dürtünden, tek eşlilik denen hayvani güdüden, evlilik denen o tarihi aldatmacadan kurtulmaya çalışıyorlar. Kapalı kapılar bir bir açılacak, o geniş açık diyarlarda yeni sevgilere koşulacak. Dostluklar yeniden şekillenecek. Kendinizi biraz ihmal ettiğinizi görüyorum. Boşlamış, salmışsınız. N'olur kendinizi bize verin. O günleri bir kenara bırakın. Bakın her şey normal. Biraz hareket. Emek vermeden ne olmaz? Sevgiler gözden çıkarılmaz. O yüzden ne yapıyoruz? Ölüyü gömüyor, diriyi yaşatıyoruz. Şimdi hep birlikte.
Seyirciyle kaynaşarak bir skeç tadında akıp gitti oyun. Güldürmekten başka hiçbir şey hissettirmeden, kapıdan çıktı öylece.
Verona Çıkmazı / Nos Tiyatro