10 yaşımdan beri aktif oyun izlerim, sürekli de tiyatronun içindeydim. . Her metinde ve buna bağlı olarak oyunda anlatılmak istenen bir dert vardır. Bu dert ya da söylenilmek istenen şey her ne ise yazar ve yönetmenin kendine has yöntemi ile sahneye aktarılır. Zaten yaratma süreci buradan başlar ve sahnede oyuncular ile somutlaşır.
Metni beğenmeyebilirsiniz, oyunun işleniş şeklini de beğenmeyebilirsiniz. Ben oyunu bir çok yönden çok yaratıcı -çarpıcı ve başarılı buldum. Tabii ki herkesin beğenisine hitap etmek zorunda değildir. Bazı yazarlar ve yönetmenler kendi kitlesini oluşturur bir yordamı vardır ve izleyicisiyle bunu paylaşır. Olumsuz yorum yapanları beğenmeme noktasında anlayabilirim ama 'kadın cinayetlerinin olduğu bir ülkede' ya da 'küfürlü anlatım' zemini üzerinden eleştirilerin pek samimi olduğunu sanmıyorum . Biraz oyunu karalamaya yönelik yapıldığını düşünüyorum . (acaba hangi oyunları beğenmişler düşüncesiyle) profillerine girip baktığımda geçmişlerinin sadece bu oyuna yorumdan ibaret olduğunu gördüğünüzde zaten bu ihtimalin kuvveti de anlaşılıyor.
Şimdi gelelim gerçek tiyatro severlere;
Bu ülkede ve tüm dünyada kadın cinayeti-istismarı ve günlük konuşmada küfür maalesef var. Bu bir gerçek öncelikle bunu kabul edelim. Travmatik bir geçmişi olan abla ve kardeşin kavgasında illa ki küfür olacaktır. Ya da doğuda şiddetin içine doğmuş , kadına saygısız bir çevrede yoğrulmuş ve hapis yatmış olan bir çocuk büyüdüğünde tabii ki zorba olacaktır. Anlatılmak istenilen hikayenin gerçek düzlemde olması beni seyirci olarak daha çok içine alıyor. istismarı sahnede tokat gibi yüzüme vurması beni içinde bulunduğum toplumun gerçekliğine daha duyarlı hale getiriyor. Sizi almayabilir, rahatsız edebilir ,daha hayali bir noktadan düzenli-saygılı bir oyun izlemek/eğlenmek isteyebilirsiniz. Size bu noktada müzikalleri öneririm. Bu tarz alternatif sahne ve oyunlar sizi mutlu etmeyecektir. Çünkü ele alış biçimleri ve seyirciye aktarımları itibariyle serttir.
Bir tiyatro oyununu izlerken ne beklersiniz? Eminim herkesin farklıdır.
Kötülükler meşrulaştırılmadan işlenmiş. Günümüzde adaletsizliğin geldiği seviyeyi düşünecek olursak, benim için en kıymetli nokta bu.
Şimdi mümkün olduğunca henüz oyunu izlememiş kişilere olay örgüsü ile ilgili bir bilgi vermemeye çalışarak, bir oyundan beklediklerimi ve Dara oyunu özelindeki yorumlarımı paylaşmak isterim.
Hikayenin iyi olması?
Gerçekten uzun bir oyun olmasına rağmen heyecanla izletiyor. Her sahnede tahmin ettiğinizin dışında o kadar çok şeyle karşılaşıyorsunuz ki merakla izliyorsunuz. Oyunun bitmesini tek bir sebeple istedim, sonunu merak ettiğim için. Hissettiklerini nasıl seyirciye geçirebileceğini gerçekten düşünerek yazmış bir yazar ile karşı karşıyayız. Her karaktere karşı birden fazla duygu besledim. Mesela Çiçek’e önce gıcık olurken sonra sıkı sıkı sarılmak, her şeyin geride kaldığını söylemek istedim. Burcu’ya başta deli gibi hak verirken sonra bunu nasıl yaparsın diye saldırmak istedim. Kömür’e karşıysa sürekli hislerim değişti. Ama en başta ne hissettiysem onunla bitti. Bu da aslında iyi hikaye olmasının yanında oyuncu seçiminin de ne kadar başarılı olduğunu gösteriyordu.
Müzik? Dekor? Kostüm?
Oyunda kullanılan müzikler tek kelimeyle şahane. Duyguyu iliklerinize kadar hissetmenizi sağlıyor. Dekorsa sade ve ihtiyaca yönelik kullanılmış. Ancak Kömür Samet ve Sırrı’nın mum ışığında oynadığı sahneyi görüp büyülenmemek elde değil. Kostümler ise karakterlere ve sahnelere göre iyi planlanmıştı.
Oyun küfür içeriyor… Bazılarımız günlük hayatta kullanırız, bazılarımız kullanmayız. Ancak hepimiz içimizden illaki küfür ederiz. Ben izlerken rahatsız olmadım. Oyunun konusu o kadar ağır ki ancak konuyu anlamasaydım küfüre takılabilirdim. Tüm ekibin emeğine sağlık. Umarım her zaman anlayanı bol seyircileriniz olur.
Dara / V.O.L.Lnokta