Oyun çıkarsa da gitsek diye dört gözle beklediğimiz ekibin bu oyunu seçmiş olması üzse de, gelip izledik. Bir bildikleri vardır dedim, yokmuş. Evde oturup kitabı okusaydık daha iyi vakit geçirmiş olurduk. İnsanlar yol geliyor, vakit ayırıyor, başka şeylerden vazgeçip sizi seçiyorsa, siz de iyi bir oyun ve iyi bir yönetmen seçmelisiniz. Oyuncuların aşil tendonlarını yorduğu kadar seyircinin zekasını bunaltan bir yönetmen izledik. Sen anlarsın bir oyun söyle de gidelim dediklerinde “oyun atölyesi” diyordum. Hangi oyun derlerse “hepsi” diyordum. Artık öyle diyemeyeceğim, “şu hariç bu hariç” demek gerekecek. Bunları yazmak beni çok üzüyor. Oyuncuların emeği, tiyatronun kaynakları, seyircinin zihni karar alıcılara emanetken, onların böyle rahat davranamaması gerekir diye düşünüyorum. Neyse, Muharrem Özcan izlemiş oldum en azından. Emeğinize sağlık.
Emeği geçenlerin emeklerine sağlık. İzlediğim uyarlama bende zayıf bir hissiyat bıraktı. Herkes oyun boyu parmak uçlarında oyuncuların oynamasını takdir etmiş. Ben de takdirle kendilerini kutluyorum bunun için eminim kolay değildir. Kan ter içerisinde çabaladılar parmak uçlarında. Bunun yanı sıra oyuna ve metnin sahnelenişine gelecek olursak benim için maalesef yetersiz bir oyun oldu. Oyunun bu benim için eskimiş ve birebir aynı rejiyle Ankara Dt ve Sivas Dt için de sahnelendiğini düşünürsek, oyun atölyesinden hayal kırıklığı ile ayrılmış bulunmaktayım ben de. Nice güzel oyunlara. Emeğinize sağlık tekrardan.
Hayvan Çiftliği / Oyun Atölyesi