18 Nisan 2025 tarihinde Adem Baştürk Kültür Merkezi'nde izlediğim, Notre Dame’ın Kamburu kitabının başkahramanını merkeze alan ve senaryolaştırılmış bu oyunla ilgili notlarım şöyle:
Oyun, müzikal versiyonunun en bilinen şarkısı olan “Belle” ile izleyiciyi içine çekerek başlıyor.
Ardından baş karakterimiz sahneye çıkıyor ve bizi yavaş yavaş hikâyenin içine dahil ediyor.
Oyuncunun (yanlış saymadıysam) beş farklı karakteri canlandırdığını, bazı karakter geçişlerinde yarım maske gibi zekice yöntemler kullandığını gözlemledik.
Karakterler arası geçişler oldukça hızlıydı; bir an bile aksama yaşandığını söyleyemem. Geçişler oldukça seri ve akıcıydı.
Oyunun bir bölümünde seyirciyle diyalog kurulan bir sekans da yer aldı. Sahneye çok yakın olmasam da, (muhtemelen seyirciler arasında kravat takan tek kişi olduğum için) oyuncu doğrudan bana yöneldi ve “Hayal ettiğin mesleği mi yapıyorsun?” diye sordu. Ben de gülümseyerek, “Öyle böyle değil,” diyerek işime dair memnuniyetsizliğimi ifade ettim. Bu küçük etkileşim oyuna katkıda bulunmamı sağladı ve bu da beni mutlu etti.
Oyunun sonunda ise bir sürpriz yaşandı: Oyuncunun kız arkadaşı sahneye gelerek doğum günü kutlaması organize etti. Biz seyirciler de bu anlara eşlik ettik. Oyun, bu sıcak ve samimi paylaşımla sona erdi.
Gelelim birkaç eksi noktaya:
Oyuna geç kalan bazı izleyiciler, yerlerini cep telefonlarının el feneriyle aradılar. Bu da ister istemez dikkat dağınıklığına neden oldu.
Ayrıca 60 dakikalık oyun süresince dört kişi gösteriyi terk etti. Benim de zamanında bazı zayıf oyunlarda salonu terk etmişliğim vardır, ancak bu oyunun böyle bir muameleyi hak etmediğini düşünüyorum.
Ezcümle: Victor Hugo’nun klasik eseri, aynı klasikliğe yakışır bir yorumla sahnelendi ve bizleri hayallere sürükledi. Tiyatro, hayatın güzelliklerinin en doğru adresidir
Bende bugün Adem Baştürk kültür merkezinde seyirciydim. Size katılıyorum ses ayarlarında düzenleme yapılması lazım.
Quasimodo - Notre Dame'ın Kamburu / Asmalı Sahne