Bu yıl Üstün Akmen Tiyatro Ödüllerinde “Yılın Müzikali” ödülünü almış bir oyun. Bu bilgi üzerine yüksek bir beklenti ile oyuna gittim. Ama ülkemizin Müzikal ve Müzikli oyunlardaki genel sorunu olan “Şarkı Müzik – Replik oranı” yine şarkılar lehine yüksek olunca oyun beklentilerimin altında kaldı. Şarkı - Müzik - Dans tarafı azaltılıp, repliklere ağırlık verilse daha başarılı bir yapım olabilirmiş.
Dracula, Frankenstein veya Nosferatu gibi korku karakterlerini Sinemaya, TV dizilerine, çizgi romanlara uyarlamak bile cesaret işiyken, tiyatro sahnesine uyarlayan KGS ekibini ve yönetmen Andrea Bahar’ı tebrik ederim öncelikle. Hem de müzikal tarzında ! Sadri Alışık tiyatrosunun gişeye yönelik iddialı “Frankenstein” oyunu büyük hayal kırıklığı yaratmıştı mesela.
Bram Stoker’in Kont Dracula’sının aşık olduğu kadın Mina için Transilvanya'dan İngiltere'ye gidişi anlatılıyor oyunda. Müzikal bölümlerin dışındaki sahneler ilgi çekici ve sürükleyici. Ama tam oyunu sevmeye başlarken müziklerin ve şarkıların araya girmesi ile oluşan ilgi dağılıyor. Oyuncular arasında Mina rolünde Aysu Serindağ gerek oyunculuk gücü gerekse de muhteşem sesi ile çok başarılı. Dracula’nın akrobatik, kıvrak ve çekici 3 gelini de akılda kalıcı düzeyde etkileyici.
Dekor olarak Kont’un ürpertici Şatosu baz alınmış, inandırıcı ve başarılı. Üst taraftaki yarasa motifleri iyi düşünülmüş. Müzikler ve şarkılar güzel, oyuna uyumlu. Genelde her müzikli oyunda yaşanan MİKROFON VE SES İLETİMİ sorunu bu oyunda yok, hatta gördüğüm en iyi ses iletimine sahipti oyun, teknik ekibi kutlarım. Kadınların ve Dracula’nın kostümlerinde sorun yok ama diğer erkek oyuncuların giysileri kesinlikle olmamış. O dönemde (1897 yılında) değil de sanki günümüzde yaşıyorlar gibi giyinmişler. Bu durum düzeltilmeli bence.
Müzikli, danslı, bol şarkılı Müzikal oyunları sevenlerin muhakkak izlemesi gereken bir oyun. Ama onun dışında kalan klasik tiyatro seyircisi için vasat düzeyde kalacak bir yapım.
Dracula Müzikali / Kumbara Görsel Sanatlar