Uzun süredir “Özlem Zeynep Dinsel” versiyonunu izlemeyi istiyordum.
Bu oyun Türkiye’de ilk olarak 2019 senesinde İbrahim Çiçek’in yönetiminde Bergüzar Korel’in oyunculuğu ile Craft Tiyatro tarafından sahneye konmuştu ve izlediğimde çok beğenmiş ve etkilenmiştim.
Özlem Zeynep Dinsel de bu oyunla bu sene Afife Jale ödüllerinde de en iyi kadın oyuncu ödülü aldı ve elbette hakkıyla..
Içeriği, hikayeyi bilmemden ötürü elbette heyecanım ya da sonunda şok olmam pek mümkün olmadı. Ama izlerken tamamen hikaye kadar, oyunculuğa da fazlasıyla odaklanarak izledim. Resmen yaşayarak oynuyordu, sahnede bizi 85 dakika boyunca duygudan duyguya çok güçlü bir biçimde taşıyan oyuncu Özlem Zeynep Dinsel’i izlemek büyük bir zevkti. Tiyatro salonundan içeri girer girmez sahnede çoktan yerini almış, yavaşça yerlerine oturan seyircinin gözünün içine bakarak, onlarla çok doğal bir iletişim kurdu.
Kadının bir havalimanında bilet kuyruğunda eşi ile tanışma hikayesiyle ve yer yer çok da güldüğümüz komik bir stand-up gibi başlayor ama sonraki an nasıl bir duyguya geçişine şaşırıp kalıyorsunuz.
Erkek egemen bir dünyada ve sektörde çalışan, yine erkeksi bir giyim tarzıyla var olmaya çalışan bir kadını izledik. Günümüz insanının yapısına da uygun, küfürlü konuşmalarla, insana dayatılan başarılı olma, belkide sorunlarla başa çıkabilmenin tek yolunun alkol, uyuşturucu ve seks olduğunu dile getirdiği hepimizi de bir şekilde sorgulattığı replikleri oldukça etkileyici. Yine güç timsali yetişen erkeklerin kontrolü kaybetmekten nasıl korktuğunu, bunu paylaşmaktan kaçındığını, çaresiz hissettiği ilk anda da şiddete nasıl başvurduğunu da işliyor. Aynı zamanda hepimize dayatılan cinsiyet rollerine yüklenen kadının yapıcıdır, toplar, erkek daha yıkıcıdır bozar imgesini (bir kız ve bir erkek ) çocuklarıyla oynadığı replikler üzerinden de rahatlıkla görebiliyoruz. Evdeki maddi güç dengesi değiştiğinde ise hayatınızdaki en sevdiğiniz güvendiğiniz insanın bile bir katile dönüşebileceğini görmek biraz sarsıyor.
Aile içinde yaygın olan cinayetlerin erkek egemen toplumlarda ? erkekler tarafından işlendiğini belirtiyor. “Bu toplumu erkekler için yaratmadık” der kadın, “erkeklere engel olmak için yarattık!” diyor.
Oyun boyunca tek bir koltuk ve abajurdan oluşan minimalist bir dekor kullanılmış, sadece kullanılan ışıklar aracılığıyla hikâyeyi gerçek zaman ve geçmişte yaşanan hayali zaman arasındaki geçişleri ayırt edebilmeyi çok net kolaylaştırmışlar.
Oyunda bir yerde “aslında bu olanların sizin başınıza gelmediğini ve şimdi gerçekleşmediğini hatırlayın, tamam mı?” diyerek izleyenlerin bütün odağını başına gelen felaketin merkezine birden çekiyor ama bir yandan da sanki sakinleştiriyor. Oyun boyunca o kadar çok yorulduğumu, omuzlarımın tutulduğunu hissettim ki, hiç aşırı olmadan, yaşadığı travmanın şokunu ve soğukkanlılığını da üzerine giyerek size de acının içine çekiveriyor.
Ödülü de alkışı da inanılmaz hake den çok iyi bir oyun ve oyunculuk. Mutalaka izleyin benim Notum-9
Kızlar ve Oğlanlar / Oyun Atölyesi