Oyun hakkında övgüyle bahsedenler kervanında olmasam da bugüne dek gördüğüm, yüzlerce oyuna kıyasla sert bir yergide bulunmam haksız kalır.
Yazar ve rejisörün aynı isim olan Semih Değirmenci’de birleştiği oyunda en önemli eksik, dışarıdan bir bakışın sağlanamamasıyla ortaya çıkan sorunları görememekti. Oyunun; vergi yaklaşımıyla tüketim nesnelerini, bellek bağlamında fişler kullanarak terapi odasında ele alan özgün çıkışı, metin yapısındaki stereotiplerin kurulumuyla etkisini yitirdi. Hikaye akışının doğru bir şekilde kontrol edilmemesi sebebiyle, seyircide ilgiyi yükselteceği yerde azaltan devinimi; sahne geçişi, hareket, metin ve teknik görsellikte denge sağlayamadı. Talha Kaya rolü için biçilmiş kaftan olmadığı gibi, karakteri aktarma becerisi reji dinamikleriyle zayıflatıldı. Bu nedenle, iyileştirilmesi ve geliştirilmesi gereken noktaları bulunan Devlet Baba’da bu akşam, ulaşabileceği potansiyelin altında kalan bir oyun sunuldu.
2016 yılında Tiyatro.iN tarafından sahneye taşınan ve ertesi yıl Direklerarası, Üstün Dökmen ve TEB’ten ödüllerle dönen benzersiz bir oyundu Akciğer.
Rejisi Mehmet Birkiye tarafından üstlenilen, hiçbir dekor ve müziğin yer almadığı ve bunun ihtiyacının hissedilmediği, tasarımının ışıkla zenginleştirildiği oyun; güçlü bir metin ile bağlantılı rejisi sayesinde seyirciye göz dolduran saf oyunculuk seyri sundu.
Duncan Macmillan’ın özgün kalemi ve Barış Arman’ın yetkin çevirisiyle; çocuk sahibi olma konusunda kararsızlık yaşayan bir çiftin, içine düştüğü boşlukta, yüzlerce olası cevabın doğurduğu sorun üzerinden şekillendi. Bir kusurundan söz edilmelidir ki Engin Hepileri’nin, evliliğe karşı duran bir adamı oyun boyunca parmağında alyans yüzükle oynaması oldu.
Belirgin sınırları içindeki uyumsuz uyum dengesinde; zamanın ve mekanın zihinde algılanarak oluşturulması beklenirken, çiftin gerçeği kabul ve inkar arasında açtığı karmaşaya doğru seyircinin düşünce derinliklerine nüfuz ederek ilerledi.
Devlet Baba / H6 Act