Oyunu 18 Nisan'da Üsküdar'da izledim. Bütüncül olarak benim en çok takıldığım yer hikaye akışının çok da gerçekçi olmadığıydı. (İ*kence vs. onlar kanıtlı dönemsel olarak, orada sıkıntı yok). Kontrgerillanın yıllar sonra aynı yerde doktorla buluşma isteği çok tutarsızdı, bir hikaye başlangıcı olarak bir hayli zayıf giriş, doktor ise sanki yanlışlıkla işkencecilere destek olmuş gibi lanse edilmiş
ve alabildiğine pısırık bir tip, pişman olduğu aslında özünde iyi olduğu vs. yansıtılma gayreti içerisinde olsa da biçimsiz kaçmış. Psikolojik zemini kaygan, onun için güçlü bir oyun olamamış. Kadının olmayan rolü ve görevi de bir hayli mantıksızdı. Son sahneyle biraz toparlanmaya çalışılmış onu es geçmemek gerek. Oyunculuklar eh işteydi, fazla tipleştirme hoşuma gitmiyor benim, kartondan oyuncular değil bunlar biraz geniş ele almalı karakteri,,, Bir de yanlış kullanımı bilinçli bir tercih olsa da Stockholm sendromu meselesi çok sakil durmuş. Dekoru ise beğendim. İzlenmesine izlenir, pişman olmazsınız ancak menfi yorumlar biriktirmemek elde değil. Kahrolsun F-şizm, yaşasın insanlık onuru!
Geçmişin Gölgesi / İstanbul Şehir Tiyatroları