Her zaman söylüyorum tek kişilik oyunlar kolaya kaçılmış gibi gözükse de zordur, hem de çok zordur. Sahne üzerinde tek bir oyuncunun, tüm metni üstlenerek, metnin aktardığı duygu ve düşünceleri sınırlı bir süre içinde seyirci ile paylaşması, seyircinin ilgisini sonuna kadar ayakta tutması bakımından çok zordur.
sahne gözlemlerime geçeyim sizleri fazla bekletmeden; "Hicran" tiyatro oyunu roman tadında, ayakları sağlam yere basan edebi dili olan, yine zarif ve ince dokunuşlarıyla süslenmiş bir Kaan Erkam propagandası. Hicran elinde valizi heycanlı bir şekilde sahnedeki seyirciyi selamlayarak giriyor sahneye ve başlıyor yavaş yavaş hikayesini anlatmaya o anlattıkça hepimiz kendi hayatımızdan bir parça buluyoruz. Bu oyunun ana teması yalnızlık ama yine ana tema üzerinden pek çok önemli hayat meseleleri masaya yatırılıyor "Hicran" tiyatro oyununda yine yeniden toplumsal sorunların en başında yer alan aile baskısı, savaş ve bencillik.
Yaşar Gündem'in rejisi ile ilgili ilk gözüme çarpan detay gerçekçi bir bakış açısıyla sahnelemiş olması. Sahnenin Melissa Dilber’in oyunculuğunu gölgelememesi açısından, gayet sade ve yalın oluşu, dekor olarak sadece bir valiz olması Melissa Dilber’in seyirci karşısında performansını sergilerken yaşadığı duygu, keder, neşe, sevinç gibi insani duygularının samimi bir şekilde biz izleyenlerine daha yoğun yaşatmayı hedeflediğini düşünüyorum. Oyuncuyu sahnede serbest bıraktığını ve doğal, interaktif bir sunum yaptığını gözlemledim.
Fazlasıyla interaktif olan "Hicran" tiyatro oyununda Melisa Dilber’in harika ve bir o kadar duygulu oyunculuğuyla yine etkisinden bir süre çıkamadım.
Hicran / Oda Tiyatrosu