-
-
Yazarın Çirkin oyunundan sonra izlediğim ikinci oyunu oldu. Onda kültürümüzün bir parçası olan Anlatı Sanatı ve Türk masalı varken, bu oyunda da bizden parçalarla bezenmiş bir hikaye vardı. Yine bu oyunda da gerçekle gerçek olmayan arasında bir çizgide hikaye anlatımı söz konusu. Hafızasını kaybetmiş büyüklerin, hayatlarından hatırladığı kadarına torunlarının eşlik etmeye çalışması. Hayatın içinden bir tiyatro sahnesi gibi yani.
Zaman kavramının bir yumak haline geldiği, neyin hangi dilimde yaşandığının bir öneminin kalmadığı ve havada asılı kalan birkaç hatıranın bu akışta suyun yüzeyine çıkması, çıktığındaysa insanlar olarak bize kalanının, dilimize dolanan bir şarkı gibi sürekli söylediğimizin farkında olmadan ve sıkılmadan hepimizin tekrarladığı, tıpkısının aynısı fakat bir o kadar da hiç benzemeyen yaşamları. Kimseyi rahatsız etmeden, mırıldanır gibi, alçak sesli ve kendini eyleyen.
Oyunun metni ve mizanseni güzel bir uyum içindeydi. Bir şey kanıtlama çabasında olmayan, abartıdan uzak ve sadece olması gerekeni yapan oyunculuklar harikaydı. Özellikle İpek Türktan'ın babaanne karakterine bayıldım. Ve sesi gerçekten çok güzel.
-
Bu sezon izlediğim en güzel oyun. Metin güzel, oyuncular harika, müzikler ve dekor sade ve akışa oldukça uygun. Oyuncuların sahne üzerinde yaş değişimleri gerçekten görmeye değer. Herkesin emeğine sağlık.
-
ne eksik ne fazla, tam kıvamında.. ipek hanım da süpper oynadı, çok gülüverdim vallahi :,D
-
Öncelikle müziğin, video/fotoğraf geçişindeki eş anlılığın ve tabii ki kostümlerin şahaneliğinden bahsetmek gerekiyor. Her şey o kadar harmoni içerisindeydi ki, geçişler, dekor taşınması oyundan hiç koparmadı.
Nispeten karanlık ve tatsız konular işleyen bir metin için, her şeyi sümenaltı edip, sorunlarla yüzleşmeyişimizi, her şeyi "toz pembe" görüşümüzü vurgulamak için tüm kostümleri pembenin farklı tonlarında hazırlamış olmak ve pembe karakterler izlemek enteresan bir deneyimdi, zıtlığın yarattığı etki oyunun "içerik" ağırlığını bir nebze hafifletmişti.
Özellikle sahnede ilk kez izleme fırsatı bulduğum Tolga Güneş ve Defne Koldaş'ı çok beğendim, park sahnesinde Defne Koldaş oyunculuk şöleni sergiledi diyebilirim.
Oyun bölüm bölüm sahnelendiği için biraz kopukluk, bazı karakterlerin akibetinin havada kalma durumu olsa da sıkılmadan izledim.
Alan Kadıköy'de izleyecekler için, ben en önden izledim ama çok kişilik bir oyun olduğu için iki veya üçüncü sıralardan bilet almak daha keyifli bir izleme performansı verecektir, naçizane dikkate alabilirsiniz.
Herkesin emeğine sağlık.
Terörizm / BahçeGalata