Ga Kolektif’in oyunu Köprüden Önce Son Çıkış’ı 10.10.2025 tarihinde Büyükçekmece AKM Bedia Muvahhit Salonu’nda izledim. Öncelikle söylemek isterim ki; bu oyun ve topluluk hakkında hiçbir bilgim yoktu, tamamiyle spontane keşfettiğim, evime 1 dk mesafedeki salona geleceğini duyduğumda güzel bir Cuma akşamı geçirmek adına bilet aldığım bir oyundu benim için. İçeriğini gitmeden önce okumuştum, çok da büyük bir beklentim yoktu. Genelde yeni keşfettiğim oyunlardan hüsranla ayrıldığım olmuştur, zira bu oyunda tam tersi oldu. Öncelikle sahneye girdiğimizde tavana asılı şeffaf muşambalardan oluşan yalın bir dekor ve yerde 3 siyah kova karşıladı bizi. Daha da merak uyandırdı bu dekor tasarımı bende. Öğrendiğim kadarıyla mezuniyet oyunu olarak başlayan bir oyun bu ve bugün daha büyük sahnelerde, onlarca izleyiciyle buluşuyor. Sırf bu emek için bile takdir edilmesi gerekir. Birbirinden yetenekli ve çok tatlı 3 genç kadın oyuncunun hem bu oyunun yazarı hem de yönetmeni olması daha da etkileyici bir unsur. Umarım örnekleriniz çoğalsın, tiyatro sizlerle güzel! Derken; oyuna bu 3 genç oyuncunun sırayla kendilerini ışık odakları eşliğinde tanıtması ve olaya girişi ile başından sürüklüyor bizi oyunun içine. Ve sonuna kadar bu tempo asla düşmüyor, anlatıları eşliğinde hikâye ve karakterler, tüm olay örgüsü kafanızda şekilleniyor. Bir oyunda anlatıcı eşliğinde o anlatılan olayı ve karakterleri sahnede birebir yaşamak benim oldukça hoşuma gidiyor, zira çok zor bir meziyettir bunu seyirciye yansıtabilmek… Bir polis soruşturmasında 3 kadının ifade verdiği sahneyle başlayan oyun, yine aynı soruşturma sahnesinde sona eriyor. Aslında ev arkadaşı olan bu 3 genç kadının yaşamlarında karşılaştıkları problemleri, toplumun bizlere dayattığı ve altında ezilmekten yorulduğumuz o cümlelerin ağırlığını, bir mahkeme salonunda gibi çevremizdekilerin asıl sorunun ne olduğunu bilmeden sürekli bir yargılama peşinde olduğu bu çekilmez yeni Türkiye’nin (aslında) görünen ve bazen de bilerek görmekten kaçındığımız rasyonel gerçekliğini gözler önüne seriyorlar. Bu yolculukta kendilerine eşlik ederken bir kadın olarak varolma savaşında verdikleri zorlu mücadeleyi izliyoruz. Yerel bir metin olması, güncel ve maalesef kronikleşmiş bir konuyu ele almış olmaları zaten bu hikayede bir tanık olmanıza, hikayenin de sizin için bir o kadar tanıdık olmasına sebebiyet veriyor. “Bir tarafında kilise varsa diğer tarafına da cami yaptırsın” repliği hafızama kazınmış. Birçok yerde seyirciyi düşünmeye iten, kelimelerin ağırlığını biraz da seyirciye ödetmek isteyen bu tavır oyunu klişe olmaktan çıkarıyor. Toplum olarak yargılamaktan vazgeçtiğimiz zaman mutlak güzelliği ve ulaşılması zor olan ütopik düzeni yaşayacağımızı hatırlattı bizlere. Konu bakımından bir o kadar bizden, içimizden, kanayan yara haline gelmiş parçamızdan gelenekselleşmiş kesitler ve tiratlar görüyoruz. Evlerindeki duvarların sıradan bir muşambayla böylesine yalın ve de şeffaf betimlenmesi detayı anlamak isteyene çok şey anlatıyor aslında. Duvarlarımız biz koruduğumuz kadar güçlüdür, biz anlattıklarımız kadarıyla tanınırız. Örselenmiş duygularımıza tercüman niteliğinde izlediğimiz “Köprüden Önce Son Çıkış” bugün gelecekte bir umudun var olabileceğinin sinyallerini verdi. Evlere yukarıdan bakarsak küçücük görünürler ne de olsa. Önemli olan bakış açımızdır. Belki yanlış taraftan bakıyoruzdur… Oyunda diyorlar ya hani; “sabah erken, hava karanlık” , bu karanlıklara bir nebze de olsa ışık tuttuğunuz için teşekkür ederiz kızlar. Harikaydınız, her birinizi gönülden kutluyor ve alkışlıyorum…
İzlediğim tiyatro, müzikal, bale ve opera temsillerini kendimce yorumladığım güncel paylaşımlarıma Instagram’da @metinler.sahneler hesabımdan ulaşabilir, ilgileniyorsanız takibe alabilirsiniz!
Köprüden Önce Son Çıkış / Ga Kolektif