-
Sema hanim'in oyunculuguna laf yok ancak ben Ozen Yula'yi ne kadar cok sevsemde bu metni begenmedim. Ustelik kadin hikayelerini surekli erkeklerden ve onlarin bakis acilarindan dinlemek/seyretmekten de biktigima karar verdim. Yokmudur kendi hikayelerini anlatacak, dogru duzgun bir metni biraraya getirecek birkac kadin yazar :(
Bir de isik tasarimi cok kotuydu, ozellikle mi yapiyorlardi bilemiyorum ama oyunun cogunlugunda Sema hanim'in yuzu golgede kaliyor gozukmuyordu ki ben onlerde oturanlardandim...
-
dün kağıthane'de izlediğim oyun.
öncelikle oyunun yorumlarını ve puanını görünce büyük bir hevesle gittiğimi belirtmeliyim. ki en önden seyrettim.
kötü niyetli romantizmden ve duygusallıktan hiç haz etmeyen realist biriyim. oyunda sık sık, bilhassa muziklerle, çiğ bir duygusallık yaratılmıştı. onun haricinde, son(taksici kadın) bölümde yine geri zekalıca bir feminist propaganda mevcuttu, yani sorunun temeline inmek veyahut onu aktarmak yerine lise öğrencisi çirkin ayşe'nin erkek düşmanı olmasına benziyordu. kadın baskın bir yerde izlediğim için de ayrıca rahatsız oldum. yanımdaki radikal feminist, erkekleri gömen her repliğe "bravo bravo" filan deyip alkışlamaya başladı, yaşı da ancak 25-26 idi.*içimden "mal bu aq" deyip durdum.
sema hanım oyunu tüm defolarına rağmen çok iyi götürdü. her anlamda oyunu omuzlarında taşıyor, onu izlemek güzeldi, o yüzden oyuna gittiğim için pişman değilim. o yüzden 7 puan veriyorum. fakat rahatsız eden noktalar yok mu, epey var.
-
22 Ekim 2022 tarihinde Kağıthane Sadabat Sahnesi'nde izlediğim inişli çıkışlı oyun. Detaylar detaylar;
- Oyunun başlangıcındaki Osmanlı sultanı sekansını, buradaki dansları ve bununla bağlantılı yapılan neredeyse hiçbir kısmı beğenmedim, zorlama olmuş.
- Latin Amerika ülkesi skeci içerisinde barındırdığı gülmece ögeleriyle (her ne kadar bir tekrar içerse de) vasatın bir tık üzerindeydi. Metindeki kurguyu ve nükteleri yerinde buldum.
- Sonraki kısım beni oyunun içerisine aldı ve evet oyuna iyi ki gelmişim dedirtti. Oyun keşke baştan aşağı bu yönde ilerleseydi bile dedim.
- Taksi şoförü dramatik görünümlü komedi de bana hitap etmedi, hanımefendinin kadın hakları konusunda metindeki vurguları inanılmaz itici geldi ve seyirciden alkış koparma amaçlı tezgahı oldu. (Ben yemedim, yiyip alkışlayanlara afiyet olsun)
- Anadolu aslında "Ana-dolu" filan bunlar yapma çiçek gibi ya da sallama çay gibi lezzetsiz ve amaca hizmet etmeyen bayağı mesajlardır. Tiyatroda vicdan mastürbasyonu diyorum ve sevmedim/sevemiyorum.
- Oyundaki ikinci arkadaş beklentimin çok üzerinde oyun doğallığına ve hakimiyetine sahip birisi, kısa rolünde verebileceği maksimum katkıyı verdi, kendisini tebrik ederim. O'nun Karadeniz aksanını ne kadar beğendiysem aktrisinkini de o kadar beğenmedim.
- Oyunun haricinde bir anımı nakletmek de isterim. En ön sırada iki hanımefendinin arasına oturdum ve sağımdaki kadının Arap sabunundan bozma esansı olan bir parfümü vardı ve bana oyunu resmen bir çamaşır makinesi içerisinde izlettirmiş oldu. İri kıyım da olan ablamızın bir sıra içi geçti, horladı hatta kendi horlamasına uyandı filan. Paralel evrende yeni yıkanmış bir peluş ayı ile oyun izledim desem yalan söylememiş olmam(!)
Velhasıl kelamı tek aktris iyi idare etti diyebilirim. Aman da aman bu oyuna gitmem lazım oyunu değil, aman aman berbat bir oyun da sayılmaz. Gitmek isteyene önerim bu mahiyette olacaktır.
-
Şehir Tiyatroları uzun bir süredir repertuarında cesaretli davranmıyor gibi geliyor bana, açıkçası bu oyunu da çok ilginç bulamadım. Oyunculuklar gayet iyiydi fakat sonuna kadar izletmeyi başaran bir konusu yoktu.
-
oyunu ilkokul çocukları yazmış gibi, sanki kompozisyon ödevi verilmiş, ana düşüncesi hocası tarafından tahtaya yazılmış, çocuklar da oturup bunu yazmış. ana düşüncesi de şu: kadınlar çiçektir, koklayın :) bu kadar sığ, yüzeysel, ucuz bir oyuna zor rastlanır. ısmarlama bir oyun olduğunu düşünüyorum. oyundaki her şey zorlama. sadece oyuncunun şarkı söylemesi ve sonundaki karadenizli karakter artı puan aldı. bir de salonda bir alkışlatıcı vardı. hep aynı yerden alkışı başlattı. pes artık. kendinize en ufak bir saygınız varsa, bu oyunu izlemek yerine başka herhangi bir şey yapın.
Hayat Der Gülümserim / İstanbul Şehir Tiyatroları