dün kağıthane'de izlediğim oyun.
öncelikle oyunun yorumlarını ve puanını görünce büyük bir hevesle gittiğimi belirtmeliyim. ki en önden seyrettim.
kötü niyetli romantizmden ve duygusallıktan hiç haz etmeyen realist biriyim. oyunda sık sık, bilhassa muziklerle, çiğ bir duygusallık yaratılmıştı. onun haricinde, son(taksici kadın) bölümde yine geri zekalıca bir feminist propaganda mevcuttu, yani sorunun temeline inmek veyahut onu aktarmak yerine lise öğrencisi çirkin ayşe'nin erkek düşmanı olmasına benziyordu. kadın baskın bir yerde izlediğim için de ayrıca rahatsız oldum. yanımdaki radikal feminist, erkekleri gömen her repliğe "bravo bravo" filan deyip alkışlamaya başladı, yaşı da ancak 25-26 idi.*içimden "mal bu aq" deyip durdum.
sema hanım oyunu tüm defolarına rağmen çok iyi götürdü. her anlamda oyunu omuzlarında taşıyor, onu izlemek güzeldi, o yüzden oyuna gittiğim için pişman değilim. o yüzden 7 puan veriyorum. fakat rahatsız eden noktalar yok mu, epey var.
Hayat Der Gülümserim / İstanbul Şehir Tiyatroları