Ben ne seyretim, ben ne yaşadım... Bu kadar harika oyuncuların harika oyunculuklarıyla, harika bir reji ve dekor içerisinde resmen kendimi kaybettim. Ama işin alamet-i farikası Ionesco değildir de nedir, sorarım... Tekstinden oyuncularına kendimi şampiyonlar liginde gibi hissettiğim oyun tam da absürdlüğün vücut bulmuş haliydi. Biginer ve Olcay'a zaten diyecek söz bulamazken, sahnede ilk kez seyrettiğim diğer tüm oyuncular da gerçekten enfesti. Herkese hitap edecek bir oyun değil belki evet ama ben hem Ionesco sevdalısı hem de absürd/yapı bozumcu biri olarak tek kelimeyle iştahım kabardı. Ne diyebilirim ki tiyatrro iyi ki varsın...
Murat Menteş ve Dublorün Dilemması benim için çok özel bir yere sahiptir. Sevgili Murat'ın nerdeyse tüm kitaplarını okumuş biri olarak, özellikle de bu eserin oyununun yapılmasını çok arzu etmiştim. Ve sonunda muradıma erdim. Oyun beni tatmin etti. Özellikle oyunculuklar tam da kitabın karakterlerini yansıtır biçimdeydi. Bu çok önemli çünkü kitabı okuyanlar bilir, kitabın karakterleri çok
nevi şahsına münhasır tiplemelerdir ve bunu tiyatro sahnesine yansıtabilmek ise büyük bir başarıdır. Burada Sercan Özinan'ın hakkını da yiyemeyeceğim, çok başarılı bir reji sunmuş. Hem Sercan'ın hem oyuncuların harika uyumuyla ortaya seyir sevki yüksek, tekrar kitabı okuyormuşçasına keyifli bir bir buçuk saat geçirdim. Aynı zamanda dekora değinmeden de geçemeyeceğim. Oyuna o kadar güzel hizmet ediyordu ki, tek bir platformda resmen oyunu çok da büyük bir uyum içerisinde sergileyebilme başarısını gösterdiler. Bunun için bir alkışı da Rabia Kip'e gönderiyorum. Kısacası bize hem Murat Menteş'i hatırlattıkları hem Dublorün Dilemması'nı tekrar yaşattıkları için Atlas Tiyatro Araştırmaları'na sonsuz teşekkürler. Emeğinize sağlık...
Kel Diva / Oyun Atölyesi