Klasik tiyatro ve edebiyat metinlerindeki başarısız yorumlarıyla genelde seyircilerin tepkisi çeken Şehir Tiyatroları, çağdaş metinlerde ise aksine oldukça başarılı... Bu oyun da, metin, cast, reji, sahne tasarımı ve en önemlisi oyuncuların performanslarıyla müthiş bir oyun. Tüm oyuncular harikaydı gerçekten, metin detaylarındaki karakter özelliklerini müthiş başarılı yansıttılar...
Oyunla ilgili tek eleştirim ve beklentim; bu sahne tasarımının diğer büyük salonlarda da gösterime uygun hale getirilerek, bu oyunun daha fazla sayıda seyirciye ulaştırılması...
Kumbaracı50'nin sımsıcak salonunda, seyircilerle iç içe, dekorsuz, sadece birkaç küçük aksesuar ve "arı, duru ve saf oyunculuk(lar)" ile metne büyük oranda sadık kalınarak oynanan, harika bir prodüksiyon ve seyir keyfi..
Oyunun geneli farklı bir hikayeye dayansa da, baba-oğul (Yiğit Sertdemir ve Tuğra Can Bıçak) arasındaki birkaç sahne ve oyunculuklar bana daha çarpıcı geldi, izleyenlere bu sahnelere dikkat kesilmelerini tavsiye edebilirim... bol alkış...
Yazarın ve metnin konuyu işleyişi, birbirlerinden çok farklı kişilikler ve hikayelerinin tek bir mekanda iç içe geçiştirilmesi, temelde bir baba-oğul, aile ve göç hikayesinin linguistik, antik Yunan, mitologya ve edebiyat soslarıyla nakış gibi işlenmesi, oyuncuların harika performansları, sahne tasarımı, ışık, müzik ve seslerin bu şöleni dört dörtlük desteklediği, her öğenin tam kıvamında olduğu, tam bir tiyatro ve seyir keyfi..
Doksan dakikalık, görece uzun, tek perde bir oyun olmasına rağmen, Mecidiyeköy Stüdyo Sahne'de, yağmurlu ve fırtınalı bir günde, ağırlıklı olarak genç izleyicilerden oluşan salon, cep telefonu ışığı, pet şişe ve snack hışırtısı yapmadan, soluksuz, pür dikkat ve keyifle oyunu izledi.. bence oyunun başarısının göstergelerinden biri.. alkışları bol olsun...
Caesar - İktidar Oyunu / Kats Sahne