Beyoğlu’nun arka sokaklarında, birbirine rastlayan iki insan… Hayatın sert rüzgârına yeni kapılmış bir kadın ve o rüzgârla çoktan yol almış bir adam. Hepyek belki sadece diyaloglardan ibaret gibi görünüyor ama aslında sokak lambalarının altında biriken hikâyeleri, geçmişi, özlemi ve insan olmanın ağırlığını taşıyor.
Melike Durak Aras ve Lebip Gökhan’ın oyunculukları o kadar sahici ki, sanki bir oyun izlemiyorum da yan masada iki insanın sohbetine kulak misafiri oluyorum. Bazen hüzünlendiren, bazen gülümseten ama en çok da içimde bir sıcaklık bırakan bir akşam oldu benim için. Oyunun o karanlık, bohem atmosferiyle karakterlerin kırılganlığı öyle güzel örtüşüyor ki... Kendi yaşanmışlıklarımla kesiştiği anlar da çok oldu.
Bazı oyunlar anlatılmaz, gidip görmek gerekir. Hepyek de öyle bir oyun. Oyunculara, rejisine ve emeği geçen herkese yürekten tebrikler!
Lysistrata / İstanbul Devlet Tiyatrosu