Ülkemizdeki tiyatro topluluklarının daha önce burada sahnelenmeyen güncel yapımların peşinden giderek dilimize kazandırmalarını son derece takdirle karşılıyorum. Nitekim Yazdığı her oyunla gündem olan, Almanya’nın önde gelen çağdaş yazarlarından Marius von Mayenburg’un prömiyerini 2022’de yapan yeni eseri “Gece Diyarı”nı sahneleme kararı alan Siyah, Beyaz ve Renkli ekibini tebrik ederim.
Babalarından kalan evde “A. Hitler” imzalı bir resim bulan kardeşlerin geçmişleri ve gelecekleri üzerine kendileri sorgulamalarını konu alan bir hikayeye sahip Gece Diyarı. Dünyayı acı bir savaşa sürükleyen ve soykırımın öncüsü bir diktatörün ismiyle yer aldığı bir oyun, günümüzde dahi tartışılacak nitelikte ve son derece hassas bir yapıya sahip. Fakat Gece Diyarı’nda patlamaya hazır bu gergin konu mizahla örülü bir metin içinde bize sunuluyor. Fakat bu mizah ögesi her ne kadar “Konuyu yumuşatır mı acaba?” diye düşünsek de ortaya saçtığı sorularla keskin ayrılıkların çatışmasını izletiyor.
Bulunan resim ailenin bireyleri için bir fırsat mı yoksa onları zıt düşünceler etrafında kutuplaştıran bir silah mı? Ve en önemlisi bu resmi yakmalı mı yoksa satmalı mı? Eğer satılırsa kazanılan paranın etik değeri sorgulanabilir ve tartışmaya açılabilir mi? gibi pek çok soruyu soran ve daha nicelerini seyircisinin zihninde filizlendiren oyun, beraberinde kişisel geçmişimizi, aile geçmişimizi ve Almanya’nın (ve buradan hareketle acılarla dolu kendi ülkemizin) geçmişini sorgulamamıza alan açıyor. Hiciv ögeleriyle örülü kara komedinin baş etmesi zor bir mirasla yüzleştirdiği karakterlerin hayattaki duruşları ve kimlikleri ile de sınanması, oyunu her geçen dakika katman katman açıyor. Bu noktada gala gösteriminin ardından selamlamada sahneye çıkan oyunun yapımcısı Salih Bademci’nin topluluğun oyun seçimlerinde ticari başarının önüne “toplumsal ve insani açıdan söyleyecek bir sözü olan” yapımları koyduklarını belirtmesi de ayrıca alkışlanması gereken bir fikirdi.
Gece Diyarı esasında seyircisine sonsuz karanlıktan oluşan bir mekanı anlatmak üzere yazarın icat ettiği bir isme sahip. Bu noktada oyunun sahip olduğu keskin hiciv, son derece heyecan verici ve şaşırtıcı olduğu gibi kahkahalar durulduğunda altında huzur bozucu gerçekleri de buz dağının yüzüne usul usul çıkarıyor. Oyun her ne kadar zihni zorlayacak düzeyde zor bir konuya sahip olsa da metnin dinamik yapısı ve buna eşlik eden diyaloglar, tek perde ve 95 dakikalık akışı bir an olsun sıkıcı hale düşürmüyor. Bunda hiç kuşku yok ki hicvin de aldığı rol ve oyuncuların son derece başarılı performansları etkili oluyor. Özellikle her oyuncunun gerek hep birlikte yer aldıkları sahnelerde gerekse ikili veya üçlü sahnelerdeki uyumu, metnin altında kalmadan anlatımı yukarı taşıyor. Gece Diyarı, zihnimizin uzak köşelerine itmek zorunda kaldığımız “geçmiş”i bugünün aydınlığına çıkararak bir sorgulamalar zinciri oluşturuyor. Bu oyunu ülkemizde ilk kez sahneye koyan ve bize eğlendiğimiz kadar düşünmemiz için de fırsat tanıyan ekibe teşekkürler.
“Hayatta tartışmalar tıkandıysa ona verilecek tek sağlıklı tepki gülmektir” diyen Michael hocanın şu anlamlı açıklamalarıyla değerlendirmemi noktalamak isterim: “Tarihsel sorumluluk, bireysel sorumluluk... Biz ülkelerimizin geçmişte yaptıklarından sorumlu olabilir miyiz? Ya bugün yaptıklarından? Şahsen yapmadığımız şeylerin yükünü ve vicdan azabını taşıyabilir miyiz? Peki o geçmişin ülkeye kazandırdıklarından hâlâ faydalanıyorsak? Mayenburg Gece Diyarı’nda bu cevaplaması zor soruları, karşı karşıya getirdiği karakterlerle sorarken yüksek mizah dozuyla da izleyicinin ezberlerinden cevap vermesini engelliyor. Çünkü hayatta tartışmalar tıkandıysa ona verilecek tek sağlıklı tepki gülmektir. Beni de bu projeye ilk çeken şey komedisi oldu. Her toplumun geçmişinde dönüp bakmak istemediği bir miras olduğundan bu oyunun Türkiye’de oynanması gerektiğini düşündük. Kendilerini farklı projelerde ispatlamış Siyah Beyaz ve Renkli ailesinin neredeyse tüm oyuncularının bu oyun için toplanması da oyunun büyük şansı. Yıllardır biriktirdikleri deneyim, arkadaşlık ve uyum olmadan bu oyunu istediğimiz şekilde sahneye koymak neredeyse imkânsız olurdu.”
Gece Diyarı / Siyah, Beyaz ve Renkli