-
Şehirlere göçün daha düşük olduğu dönemlerde mahalle ve apartman komşuları vardı. Herkes herkesi bir şekilde tanırdı. 1980 öncesi inanılmaz bir ahenk vardı komşuluk ilişkilerinde televizyon insanları uyutana kadar. Insanın insana daha fazla dokunduğu, yemeğinde tuz eksikse getirden değil komşudan istendiği günlerde anılar reeldi, gerçek gerçekti sanal gerçeklik hayatımıza girmemişti. İnsanın doğasında olan merak duygusu o günleride etkilemişti, dedikodusu da boldu. Daha dizilerin ve ünlü tanımının olmadığı, magazinin sadece mahalleden ibaret olduğu ve bununda beraberinde getirdiği çalkantılar, baskılar, yorardı insanı. Yazarken onca yılın komşuları ve hikayeleri gözümün önünden tekrar geçti.
Festivalde seyrettiğim Istırap Korosu beni o günlere götürdü. Metin, bir apartmanda yaşayanların hayatı üzerine yazılmış oynanması oldukça zor, hatta iyi oynanmazsa seyirciyi yoracak bir performans olabileceği cinstendi. Tersten başlayayım değerlendirmeye oyun öncesi müzik ve oyunun içindeki müzik seçimleri çok başarılıydı. Dekor sadece iki kasadan ibaretti ama dekorun nasıl canlanıp sahneyi doldurduğunu kimi yerde müzik olduğunu seyretmeden anlamınız zor. Afiş olarak çok başarılı ve oyunun nasıl iyi tamamlamış. Sahnede, Oyuncu olarak beğendiğim, uyum ve performans gerektiren bu oyunda gösterdikleri başarı ile ayakta alkışladığım Seda Türkmen ve Deniz Karaoğlu vardı. BAM tarafından, İKSV Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü desteğiyle üretilmiş olan oyunun yazarı ve yönetmeni, Murat Mahmutyazıcıoğlu. Bu oyunda da gidiş, gelişleri, geçişleri yoğun yazıp, bu geçişleri başarılı yönetmişti. Prömiyerin sanırım eyrcisiyle buluşması adına, sanatçı için ayrı bir heyecanı vardır. Performanslarını olumlu etkileyen bu heyecan, seyirciyi de içine alan bir sihir tasıyordu. Onlar nefes nefese oynarken bizde nefes nefese seyrettik. İnanılmaz bu uyum ve senkron vardı. Bireysel performansın tek başına yeterli olmayacağı bu oyunda, gösterdikleri uyum ayakta alkışlanacak düzeydeydi. Her ikisini de tebrik ediyorum. Gösterdikleri emeğin bol seyircili olması dileğiyle,
Seyredin mutlaka, onlar dairelerde yaşayanlara ses olurken, eminim sizde aynı yolculuğa çıkacaksınız.
-
-
18 yaşıma kadar memleketimde müstakil bir evde büyüdüğüm için apartman kültürüyle tanışmam biraz sancılı oldu. Bir modern çağ zorunluluğu olarak apartmanlarda yaşamaya mecburuz. Tanımadığın onlarca insanla evine aynı kapıdan giriş yapmak, o gün o apartmanda pişen tüm yemeklerin kokusunun aparmanın içinde dolaşarak bir mozaik oluşturması, bir üst katından gelen çocuk sesleri, yan dairenin cinsel hayatı, bir ortamda asla iletişim kurmayacağın insanla altlı üstlü odalarda uyumak… Bunlara alışmak biraz zaman aldı benim açımdan.
Istırap korosu işte böyle bir apartmanın melodisini sunuyor bize. Bir birinden farkı sosyal kodlardan oluşan insanları barındıran bir apartmandan yükselen bir çok sesli müzik. Evini köpeğiyle paylaşan yaşlı bir teyze de var, cinsel yönelimini gizlemek zorunda olan bir erkek de var. Muhafazakar ve iki çocuklu bir aile de var, yalnız başına kendi ayakları üzerinde durmaya çabalayan bir kadın da var. Metin hepimizin kendi hayatlarımızda işitebileceğimiz komşu diyaloglarından oluşuyor. Bu oyunu metnin sıradanlığından kurtarıp güzelleştiren şeyse yönetmenlik ve oyunculuklar. Apartmandaki tüm karakterleri (köpek dahil) Seda Türkmen ve Deniz Karaoğlu canlandırıyor. Deniz Karaoğlu temiz ve dozunda bir oyunculuk sergilerken sahnede tam bir Seda Türkmen Show var diyebilirim. Seda hanım bir birinden farklı karakterlere bürünüyor. Hem de saniyelik geçişlerle. Bu Seda hanım için bir ilk değil tabi ki (bkz. Cambazın Cenazesi). “İstila!” ve “Hakikat, Elbet Bir Gün” oyunlarındaki harika performansların da üzerine çıkıyor. Oyun çok dinamik bu arada bir dakika bile sizi düşürmüyor oyundan. Deniz bey ve Seda hanım bir pinpon maçı oynar gibi sergiliyor hünerlerini. Seda hanım bu sene afife kazanır mı bilmem daha çok oyun var izlemediğim ama aday olacağına adım gibi eminim.
Geçen sene izlediğim çok kötü işlerden sonra bu sene izlediğim oyunlar ilaç gibi geldi. Her tiyatro sever izleme listesine gönül rahatlığıyla ekleyeblir.
-
Şehirlere göçün daha düşük olduğu dönemlerde mahalle ve apartman komşuları vardı. Herkes herkesi bir şekilde tanırdı. 1980 öncesi inanılmaz bir ahenk vardı komşuluk ilişkilerinde televizyon insanları uyutana kadar. Insanın insana daha fazla dokunduğu, yemeğinde tuz eksikse getirden değil komşudan istendiği günlerde anılar reeldi, gerçek gerçekti sanal gerçeklik hayatımıza girmemişti. İnsanın doğasında olan merak duygusu o günleride etkilemişti, dedikodusu da boldu. Daha dizilerin ve ünlü tanımının olmadığı, magazinin sadece mahalleden ibaret olduğu ve bununda beraberinde getirdiği çalkantılar, baskılar, yorardı insanı. Yazarken onca yılın komşuları ve hikayeleri gözümün önünden tekrar geçti.
Festivalde seyrettiğim Istırap Korosu beni o günlere götürdü. Metin, bir apartmanda yaşayanların hayatı üzerine yazılmış oynanması oldukça zor, hatta iyi oynanmazsa seyirciyi yoracak bir performans olabileceği cinstendi. Tersten başlayayım değerlendirmeye oyun öncesi müzik ve oyunun içindeki müzik seçimleri çok başarılıydı. Dekor sadece iki kasadan ibaretti ama dekorun nasıl canlanıp sahneyi doldurduğunu kimi yerde müzik olduğunu seyretmeden anlamınız zor. Afiş olarak çok başarılı ve oyunun nasıl iyi tamamlamış. Sahnede, Oyuncu olarak beğendiğim, uyum ve performans gerektiren bu oyunda gösterdikleri başarı ile ayakta alkışladığım Seda Türkmen ve Deniz Karaoğlu vardı. BAM tarafından, İKSV Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü desteğiyle üretilmiş olan oyunun yazarı ve yönetmeni, Murat Mahmutyazıcıoğlu. Bu oyunda da gidiş, gelişleri, geçişleri yoğun yazıp, bu geçişleri başarılı yönetmişti. Prömiyerin sanırım eyrcisiyle buluşması adına, sanatçı için ayrı bir heyecanı vardır. Performanslarını olumlu etkileyen bu heyecan, seyirciyi de içine alan bir sihir tasıyordu. Onlar nefes nefese oynarken bizde nefes nefese seyrettik. İnanılmaz bu uyum ve senkron vardı. Bireysel performansın tek başına yeterli olmayacağı bu oyunda, gösterdikleri uyum ayakta alkışlanacak düzeydeydi. Her ikisini de tebrik ediyorum. Gösterdikleri emeğin bol seyircili olması dileğiyle,
Seyredin mutlaka, onlar dairelerde yaşayanlara ses olurken, eminim sizde aynı yolculuğa çıkacaksınız.
-
Uzun süredir merakla beklediğim bir oyun. Filmini daha önce izlemiştim, bu sebepten Mozart'ı canlandıracak olan Okan Bayulgen oyuna çok yakışır diye düşünüyordum. Yapılan yorumlara ve aldığı puana bakacak olursak, oldukça başarılı bir iş çıkarılmış gibi görülüyor. İzleme listeme aldım, umarım en kısa sürede izlerim ve o zamanki yorumumu da tekrar bunun altına yazarım.
Istırap Korosu / BAM