-
Oyunu seyretmeden evvel Studio Oyuncuları'nın şöyle bir tanıtım yazısına denk gelmiştim: Şahika Tekand‘ın tek kişi için yazdığı ve oyuncunun ustalığını kutlarken aynı zamanda performatif sahneleme ve oyunculuk yönteminin ilkelerini tavizsiz uygulayan "Aşınma" oyunu...
Bu yazıyı mütevazılıktan uzak bulup biraz şaşırmıştım. Oyunu seyrettikten sonra ise "oyuncunun ustalığını kutlarken" sözünün altına imzamı atarım! Yiğit Özşener'in başı ve sonu arasında belki dakikalar olan cümleleri böyle akıcı, böyle sahiplenici ortaya koyması inanılmaz bir seyir zevki verdi salona. Akıcı oyun ve ışık oyunlarıyla, tam da Şahika Hanım'ın tarzına yaraşır bir iş izledik. Ve ben oyundan Yiğit Özşener hayranı olarak ayrıldım. Tebrikler!
-
Craft'ın Bomonti'deki yeni mekanı o kadar iç açıcı, güzel ve keyifli bir yer olmuş ki ülkemizin bu karanlık zamanında ışıklar sönsün diye heveslendiren cinsten. Dekor çok orijinal, tek kişilik oyunu kapıdan girerken başladık izlemeye, çünkü replik değil ama durumun ta kendisi başlamıştı.
Serkan Altunorak şahane bir oyuncu, tek başına sırtladığı bu metinde 1 saat boyunca gözyaşlarıyla göz gözeydik.
Başrol, tek rol, iki büyük dramıyla çaresizlik adlı duyguyu seyirciye aktardı, ki esasen çaresizlik bir durumdur.
Bu cümleye indirgenebilir oyunun özeti. Melankolik bir yanı olduğunu düşünerek, dramatik bir hikayeyi izlemek için gidiniz.
Metin için not:Dipten gelen dalga'yı gördüm ama kıran'ı göremedim. Diğer izleyicilerin yorumlarına bu konuda dikkatle bakıyor olacağım, dalgakıranın karanlığı dışında metaforunu çözemedim maalesef.
Tüm ekibin emeğine sağlık.
-
-
Bir oyunun ismi bu kadar absürt iken bir karakteri bu kadar net tanımlayabilir mi? Evet. Öncelikle bu iki oyunu yazan Brecht'e teşekkürler.
İnsanlık olarak ne dönem ne mekan fark etmiyor, temel sorunlarımız hep aynı. Kendimizi tekrar ediyoruz, bu metinler zaman geçse de çağın gerisinde kalmıyor. Başrolde manipülasyon var, en alt sınıfta olanların kendini en çok koruması gereken olduğuna dair bir bilgi, bilince ve kendilik algısına övgü. Örgütlense böyle olmazdı mesajını da içeren bu karakteri yazan Brecht'in amansız bir Marksist oluşu yanı sıra, yaşama sınıf penceresinden bakmamak her şeyi algılamakta büyük bir eksiklik aslında. İkinci olarak, tiyatronun "yap"ılan bir şey olduğunu hatırlatan ve her saniyeye bir şey "yapan" şahane rejiye teşekkürler. Tığ gibi işlenmişti. Hiç çiğliğe varmadan, en doğal haliyle askerliği, polisliği, hakimliği, eşliği izledik. O dekorlar, o kostümler, fikrin işlenişindeki her detay çok keyifliydi ve üzerinde düşünüldüğü belliydi. Yeterince inandırıcı olursanız ki çok inandırıcı olmanıza bile gerek yok, bir adama kendi cenazesini bile kaldırtabilirsiniz.
İkinci kısım da apayrı bir mekan ve koşulda insanın en temel ve yalın halini akıp giden bir hikayenin içinde seyrimize bıraktı. Bir oyuncuya en az iki karakter düşerken, bu şahane oyuncular tüm karakterleri süper sırtladı. Üçüncü teşekkür de bu üst düzey metin ve sıkı rejiyi bir damla su gibi özümseyen başarılı oyunculara. Kadın oyuncuları bilahare tebrik ederim.
Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!. Yoksa...Yoksa durum feci. :)
-
Bu oyunu izleyen tüm sanatçılar tırnaklarını yiyordur çünkü çok ödül alacak. Ben yedim şahsen, niçin bizim aklımıza gelmiyor bu hikaye, niçin yazmıyoruz aklımıza, kağıtlara diye. İstifra Çıkrıkçılar Yokuşu gibi Misket'i de Turgay Korkmaz kaleme almış. Bu hikayeyi Ankara'da geçen bir tür Ağır Roman gibi düşünebilirsiniz. "Arka sokaklarda neler oluyor?" Her bir kıvrımı her bir sözcüğüyle Ankara'yı hissettiren bu ikili aşkı yaşayış ve hayatı algılayış biçimleriyle birbirinden ayrılıyor. Mahalle baskısı, sevgili miyiz gardaş mı derken peri masalı olmuyor tabii bu ikilinin masalı. Bu masalda kendimle tanışıyorum 101 dersi gibi aşkı en naif haliyle izleyebilirsiniz.
Not: Artık minibüste, bir üniformanın altında, bir dükkanın başında Yunus'un gözlerine baktığınızda içini görüyor olacaksınız. Hatta biraz konuşsa Deniz'in de. Ersin zaten rengarenk uzaktan seçiliyor olacak. Bu anlama sihrini bize aktaran tiyatro sanatına ve tiyatro sanatına şükrettiren ekibe şükranla!
Aşınma / Studio Oyuncuları