-
Harkulade bir oyundu, tiyatro keyfini yasadik doya doya, emegi gecen herkesi cani gonulden tebrik ederim. Sezonun kacmazlarindan kesinlikle. Perdeleri, alkislari bol olsu . İzmir ve Ankara seyircileri ayrica kacirmasin!
-
3 Büyük şehir, 3 Kadın, 3 Nafile uyumlanma çabası...
Artan kiralar, dalgalı aşk hayatları, yükselen suç oranları ve iş dünyasının robotik suratları arasında bir aidiyet hissi yakalamak mümkün mü? Kırmızı bir iple bağlı olan oyuncular, sahnede kurdukları insani iletişimle birbirlerine duygusal bir iple de bağlı olduklarını hissettirdiler.
3 farklı metropol hayatında zikzaklar çizerek gezdiğimiz bu kaotik yolculuk, hayatlarımızın korku verici temposunu gözler önüne seriyor ve aynı zamanda kalabalıklar içindeki yalnızlığımıza muzip bir ayna tutuyor.
İç içe geçmiş hikayelerin paralel bir şekilde ilerlediği bu oyunda, oyuncuların anlatımının daha anlaşılır olabileceğini düşünsem de sonraki oyunlarda bunun düzeleceğine inanıyorum çünkü ne olursa olsun oyuncuların yüksek enerjisi bir an bile kopmamıza izin vermiyor, bu süratli yolculukta adeta elimizden tutuyor.
Herkesin rahatlıkla bağ kurabileceğini düşündüğüm bir hikayeye sahip olan bu oyunu metropolün asfalt kokusu yüzünden ciğerleri solmuş herkese tavsiye ederim.
-
Oyunu gerçekten çok beğendim , işleyişi , oyuncuların enerjileri ve arka ekip olarak gerçekten çok güzel ve özenle çalışılmış , anlatılmak istenen çok güzel anlatılmış ve şimdiki zamanımıza gayet güzel uyarlanmış , hem eğlendim hem gerçekleri izledim , ellerinize sağlık
-
Bugün #prömiyeri yapılan #Moira’yı seyretme fırsatım oldu. Oyun 70 dk kadar sürdü. 3 kadın oyuncuyu da ilk kez izledim. #Enerjilerini sevdim 🤩 ellerine/enerjilerine sağlık 👏🏼👏🏼👏🏼 Oyunun işleyişi güzel. Naçizane görüşüm bazı gelişim alanlarının olduğu. Müzik olan yerlerde oyuncuları duymakta ve tabi anlamakta zorlandim. Geçişler zaman zaman çok hızlı geldi, karışıklığa yol açabilir. Ancak ne denir “ilk elin günahı olmaz” 😇 zamanla çok daha iyi olacağına emimim 💪🏼
Oyun sonunda bu oyunun oynanmasında emeği geçen herkes sahnedeydi. Ne çok emek olduğunu biliyoruz ve gördük de. Tüm ekibin ellerine/yüreklerine sağlık 👏🏼👏🏼👏🏼
-
sadece üç kadının değil, koca bir ülkenin içinde yankılanan sessiz çığlığın sahneye yansıması gibi. Umay, Deniz ve Ekin’in hikayesinde yıkılmak üzere olan evlerin duvarları arasında sıkışmış umutları,kaybolan nefesleri, ama yine de hayata tutunma inadını görüyorsun.
Oyun ilerledikçe, kendini o şehirlerin arasında buluyorsun bir gün İstanbul’un kalabalığında, ertesi gün Ankara’nın gri sokaklarında, sonra İzmir’in melteminde. Aidiyet arayışı o kadar tanıdık, o kadar içten ki… Sanki “ben de o evlerde yaşadım” diyorsun.
Sahne tasarımıyla minimal ama vurucu bir atmosfer yaratılmış; ışık kullanımıyla karakterlerin iç dünyası neredeyse görünür hâle geliyor. Oyunculuklar sahici, replikler bazen kalbine dokunuyor, bazen suratına tokat gibi çarpıyor.
“Moira”, kadın olmanın ağırlığını anlatırken aynı zamanda umudun hiç sönmeyen kıvılcımını da gösteriyor. Kırılgan ama dimdik durabilen kadınların hikâyesi bu. Sessiz değil, tam tersine… yankısı uzun süre kulaklarda kalan bir çığlık. Eleştiri olarak da promiyeri izlediğim için orada müzik sesinden oyuncuların seslerini duyamadığım anlar olmuştu bir tek bunu eleştirebilirim
Moira / Mundial Yapım