Hayatımıza dair her şeyin 50 dakikaya sığdırılmasını, okusak bir kaç kez paragrafın başına dönebileceğimiz uzun cümlelerle, Yiğit Özşener'in muhteşem performansıyla soluksuz izledik. Işık oyuncularının performansı ve bedensel tiyatronun buna uyumu çok etkileyiciydi. Şahika Tekand ve Esat Tekand güzel şehrimizde içimizi, yıllar önce izleyip de özendiğimiz dünyanın en heyecan verici tiyatro topluluklarının işleri kadar, sanat ve mutlulukla doldurmaya devam ediyorlar...
60'lardan günümüze İstanbul... Sıkı yönetim günlerinden tv'de azarlayan adamlı günlere... Betonlaşan İstanbul'da sahte hayallerle dayatılan otoparklı güvenlikli akıllı binalarda eskisine göre çok daha güzel yaşanacağı ümidiyle yapılan yatırımlar.
Yüksek eğitim seviyeli kadının erken yaşta evlenen okuyamamış annesine göre yine benzer ama bir takım farklı erkek dertleri çekmesi.
Daha iyi bir gelecek için yurtdışına gönderilmek zorunda kalınan evlada duyulan hasret...
1960-1975 yılları arasında doğmuş (özellikle İstanbulllu) beyaz yakalı kadınların çoğunun kendinden ve yaşadığı kentten bir şeyler bulabileceği, zaman zaman gülüp zaman zaman ağlayacağı, göz kırpmadan, nefes tutarak izleyeceği bir sanat yapıtı.
Metin çok güçlü, kurgusu çok iyi, karakterler çok inandırıcı, ışık ve ses efektleriyle oluşturulan mekan, hava ve saat geçişleri çok gerçek gibiydi.
Zerrin Tekindor'a söylenecek söz bulamıyorum! Çok iyi oyuncu izliyoruz ama bu kadar iyisini sanırım az!
10 üzerinden 10 veriyorum.
Bilet bulmakta sıkıntı gittikçe artacak, acele edin.
Tek nefeste 60 dakika.
Hepimize tüm ömrünü pamuklara sarılı şekilde geçirmiş hissiyatı veren narin, nazik Zerrin Tekindor; en elitten en alt tabakaya nasıl olur da bu kadar karaktere bu denli içtenlikle bürünebilir. “Oyunculuk” bu olsa gerek✨ Hira Tekindor’un sadeliğiyle göz kamaştıran rejisine de bolca alkış.
Balina / Zorlu PSM