“Balinaya yazık değil mi? Kocaman zavallı bir hayvan yalnızca. Ahab’a da üzülüyorum bir yandan. Balinayı öldürmeyi başarırsa hayatının daha güzel olacağını sanıyor ama öyle bir şey olmayacak.”
Balina affetmek üzerine bir oyun
DEVAMI…
Bir veda, bencillik, yalnızlık, özlemek, Moby Dick, çok özlemek, utanmak, çok ama çok özlemek…
Çok hassas, her an kırılabilir ve tam da bu yüzden her an kırabilir insanların hikayesi Balina.
Aile bu işte, çok hassas.
Hele bir de hayat boyu seni bekleyen vicdan azabının kapını çaldığını biliyorsan. Kızın iki yaşındaysa ve sen arkana bile bakmadan gitmişsen ya da hiç düşünmemişsen küçücük bir kalbi kırdığını, o zaman çok daha hassas.
Elinde ne var?
Aşık oldum mu diyeceksin? Bilmiyorum mu diyeceksin? Sessiz sessiz affetmesini mi bekleyeceksin?
Ya da
Zamanında yanında olamadığın çocuğunun bir balinanın arkasından gözyaşlarıyla yazdığı birkaç cümlenin seni kurtarmasını mı bekleyeceksin?
Belki sorarsın,
Belki sana gittiğiniz tatili hiç unutamadığını, denize bakıp balinaların orada olup olmadığını düşündüğünü tam da bu anda gözüne giren güneşi ve ayağına batan kumları anlatır.
Sonrasında hep o kum taneleri gibi güneşin altında kaldığını, seni hep beklediğini, denize baktığını ve bir gün o sonsuzluktan gelip ona gülümseyeceğini düşündüğünü anlatır.
Senin kızın sonuçta.
Terk ettiğin kızın.
Bilmiyorum,
Belki.
DAHA AZ GÖSTER