Merhaba
Sesimin geçte olsa yankı bulması güzel. “bir önceki yorumumu sayfa moderasyonu herhangi bir gerekçe belirtmeksizin sildi” demiştim. Aynı noktadayım tarafıma herhangi bir kanaldan (tiyatrolar.com.tr sayfasından, mail box ımdan ya da iletişim telefonum üzerinden herhangi bir bilgi/bildirim ulaşmadı. Siz söz konusu iletişim kanalını öğrenip bildirirseniz “varsa” o bildirimin neden tarafıma ulaşmadığını anlamaya çalışırım!
Evet yaptığınız işi beğenmedim, beğenmemek tabiri hafif kalır, yaptığınız iş öfkelenmeme sebep oldu ve o eleştiriyi yazdım.. anladığınız kadarıyla “eleştiri” türüne hakim değilmişim. Güzel bu… eleştiri türüne elbette hakim değilim; böyle bir iddiam da yok zaten… ben sadece bir okurum. Bir eleştirmen, bir oyuncu, bir senarist, bir yazar ya da sanatçı değilim. Yeraltında yaşayan ve oradan ara sıra çıkıp muhtelif etkinlikleri görmeye giden (çoğu zaman birilerinin ısrarıyla) alabildiğine sıradan bir insanımsıyım..
Eleştirimin silinme gerekçesinin “hakaret” olarak değerlendirildiğini kısa yanıtınızdan anlıyorum. Gerçeğin öyle olmadığını (gerekçenin bu olmadığını) düşünsem de ona da yanıt vereyim.. diyorsunuz ki “ … sizi seve seve dinleriz. Ancak “sahnedeki densiz” gibi hakaret içeren cümleler kullanarak haddinizi aştığınız sürece sizi bir kere daha dikkate almayacağımı …” densiz e takılıp had bildirme eşiğine çıkmanız hoş olmuş… Siz sahnedeki oyuncu olarak her şeyi doğru yapıyorsunuz ve biz izleyenlerinize gerekirse haddimizi bildiriyorsunuz.
Ben eleştirimde belirttim. Temel eleştirim oyunun bir bütünlük içermediği, tutunamayanlar romanının ve içindeki karakterlerin kitapta anlatılmaya çalışıldığı şeklin çok dışında anlaşılarak karakterize edilmiş olduklarıydı filan…ama siz bu eleştirilerle ilgilenmiyor hakaret ettiğimi iddia ediyorsunuz…
Bakın oyunu izlerken öfkelendim çünkü oyun baştan sona bana bir hakaret gibi geldi. (bana yani okura, özelde tutunamayan okuruna genel de ise Atay okuruna) Bunu anlamanızı beklemiyor ama diliyorum…
Neyse, fazla uzatmanın manası yok. (bana göre) kötü bir oyun yapmışsınız, orada harcadığım vakit (oyuna gitmek için ve oyun süresince) hayatımın kayıp dakikaları olarak yaşamımdaki yerini aldı. (bakın asıl hakaret bu mesela, ama dedim ya neyse)
Bu defa haddimi aşmamaya çalıştığımı yüce katınıza bildirir sürç-ü lisan olduysa af dilerim efendim…
19 şubat gecesi tutunamayanlar oyununu eşimle birlikte izledik. o kadar başarılı ve olağanüstü bulduk ki tabiri caizse oyun boyunca güle güle öldük... siz de bir komedi izlemek istiyorsanız tutunamayanlar oyununu mutlaka izleyin... kesinlikle tavsiye ediyorum...
not: sevgili yorum okuru: bir önceki yorumumu sayfa moderasyonu herhangi bir gerekçe belirtmeksizin sildi. sanırım eleştiri yasakmış! sadece beğenici ve övücü yorumlar kalırmış! o nedenle yukarıdaki yeni yorum zorunlu oldu.. bunu da sileceklerdir ya neyse..
İzleyemeyeceğim. Atay, öykülerini okuyucusuna aktarmada öyle bir seviye yakalamış ki; O kitabı okuduktan sonra, mevcudun en iyisi de olsa herhangi bir yorumcunun Oğuz Atayla ve onun hikayesindeki ana karakterle kurduğum empatiyi ayni ölçüde verebileceğine inancım yok.
Tutunamayanlar / De Tiyatro