Konusu genelev patroniçesi Manukyan'ın hayatının son saatlerini anlatmak olan ve bunu Manukyan'ın kendi ağzından yapmayı amaç edinen bir oyun için gerçekten ama gerçekten hiç umduğumu bulamadığım bir akşamdı. Kadıncağızın 32. günde bile bir kaydı olmasına rağmen oyunda Manukyan'ın bu kadar didaktik, aristokrat bir Türkçe ile konuşması bana inanılmaz garip geldi. Neden aksanlı bir Türkçe ile oynanmadı ki? Sonuçta bu kadın hayal ürünü biri değil, gerçek bir karakter. Sonra bu kadın vergi rekortmeni olmuş, oldukça güçlü, hafif şuh bir kadın. Tamam pişmanlıkları da olmuştur ama oyun boyunca sürekli ağladı. Hiç bir güçlü tarafını görmedik. Kadının Rolls-Royce'u varmış. Maruz kaldığı bombalı saldırı, Yaptığı bağışlar hiç biri yoktu. Metin sürekli Nietzsche aforizmaları gibiydi. Manukyan, Shakespeare tiratları attı bir ara neredeyse "Çık elimden korkunç leke" falan diyecek zannettim. Ayrıca sürekli cümleler, "ben aslında çok iyiyim. ah çok iyi miyim aslında ben, iyi olmak aslında ben gibiyim." böyle döngüler içinde olan garip bir metindi. Elbette muhteşem bir oyunculuk vardı ama ne bileyim ben bir Mama'nın gerçek hayatından bir şeyler izlemek isterdim, yaşanmışlıklarından kırıntılar. Ayrıca oyunda başka kadınlarda oynandı ama hepsi aynı ses, aynı kostümle. Yani şehir tiyatrolarında tek kişilik bir Hamlet izlemiştim karakterlerin geçişi harikaydı. Bu oyunda oldukça kısırdı. Bir de seyirciye hiç bir saygı yoktu. Oyun, gerçek anlamda bir bodrumda (Mahal Galata) oynanıyor, yerini asla bulamadım. Yaklaşık 30 metrekare ve üç sigara içildiği için seyircilerin hepsi o klostrofobik yerde içimize içimize öksürmek zorunda kaldık :) Işıkçı arkadaş cep telefonunun ışığını kullanarak sahneyi aydınlattı falan, müzik kalitesi çok kötüydü... Sözün kısası, belki de benim beklentim daha biyografik bir eseri izlemekti. Bu yüzden bana yeterli gelmedi.
6 şubattaki oyuna gidemeyecek olup 2 adet bileti bulunan varsa bana ulaşabilir mi?
Manukyan