Monologlar Müzesi'nin "Balat" serisini izledikten sonra, bu kez özellikle Yuvakimyon Rum Kız Lisesi binasını görebilmek adına, bu seriye de geldik. Bu tür kısa ve aynı anda tekrarlanan oyun yapısını mutlaka her tiyatro sever deneyimlemeli diye düşünüyorum ama birden fazla aynı format, eğer de formatın disiplinine tam uyulmazsa ve seyircinin "görme ve duyma" imkanlarına dikkat edilmezse, biraz zorlayıcı olabiliyor. Açıkçası, mekan ve mekanın yarattığı ambiyans çok çok etkileyiciydi, binanın köhne ve metruk hali biraz endişe yaratsa da, ortamdaki nostalji o endişeyi gidermeye yetiyordu. Ancak performansları ve hatta bazı metinleri bu kez Balat serisindeki kadar başarılı bulmadım. Aynı anda devam eden oyun sürelerinin aynı olmaması nedeniyle beklemeler yaşanması deneyimi olumsuz etkiledi. Deniz Türkali'nin performansını ise, kalabalıktan ne görmek ne de işitmek mümkün oldu. Bu aksaklıklar giderilirse ortaya yine çok etkileyici bir performans çıkacağını umuyorum.
Hakan Emre Ünal'ın yine çok çok başarılı bir oyunculuk sergilediği bir performans izledik. Oyunun metni ise beni tam olarak içine almadı, belki konusu nedeniyledir, emin değilim ama metni genel anlamda biraz uzun, biraz tekrarlı buldum ve bu da zaman zaman konsantrasyonumu olumsuz etkiledi. Ama buna rağmen Hakan Emre Ünal'ın etkileyici oyunculuğu sayesinde çok keyifli tiyatro deneyimi oldu benim için.
Monologlar Müzesi 'Yuvakimyon'