Pandemi sonrası 2,5 yıllık aradan sonra gideceğimiz ilk tiyatro oyunu olarak "Istırap Korosu"nu seçmemizin en önemli nedeni Deniz Karaoğlu'nu izleyebilmekti. Beklentimizi karşılayacak kadar başarılı bulmamış olsak da genel anlamda oyunu, tiyatrosever olarak sahnelere dönmenin ilk adımı olarak hoşumuza gitti. Oyun özünde zorlu bir oyun. Tiyatronun ana unsuru olan birçok destekten (kostüm, dekor vs) mahrum olarak çok farklı kişiliklerin ve mekanların izleyiciye yansıtılması gerçekten çok zor ve bu, başta oyuncunun tiyatro disiplini olmak üzere, güçlü bir dramatürji gerektiriyor. Oyun metin olarak çok güçlü olmakla birlikte, sahneye konma boyutunda eksik kalan unsurlar olduğunu hissettim bir izleyici olarak. Oyunculuk konusunda da, Seda Türkmen'de ağırlıklı olmak üzere, tiyatroculuk disiplininin, en azından benim izlediğim seansta düşük olduğunu gözlemledim: oyuncuların rollerini icra ederken gülmeye başlamalarını izleyiciler gördüğüm kadarıyla pek sevimli buluyor ama ben klasik bir tiyatro izleyicisiyim herhalde, sahnede oyuncunun rolünden çıkıp gülme krizine girmesini pek tasvip etmiyorum. Öte yandan, canlandırılan bazı karakterlerin oyuncularla çok iyi örtüştüğünü ama bazı karakterlerin ise eğreti kaldığını gözlemledim. Üzerinde biraz daha çalışılsa çok çok başarılı bir oyun olacağını düşünmekteyim.
Pedofili ve aile içi cinsel istismar gibi ciddi bir konunun komedi unsurları katılarak ele alınması açıkçası bir izleyici olarak beni oldukça rahatsız etti. Bu bağlamda, öncelikle oyun metnini bu anlamda beğenmedim. Eğer dramaturji daha etkin ve yetkin olsaydı, belki bu komedi unsurları tolere edilebilirdi ama maalesef oyun o anlamda da büyük eksikler içermekteydi. Dekor ve kostüm de oyunda çok zayıf kalmıştı. Dekorla ilgili olarak örneğin, sahnenin köşesinde yer alan oyuncaklar çocukluk çağına bir gönderme yapacak diye beklerken, ancak 11 yaşına kadar geri gidebildik. Kostümde ise, Yasemin Çolak, Yezdan Kayacan ve İnci Sefa Cingöz'ün kostümlerinin canlandırdıkları rollerle ne zaman bağlantılandırılacağını oyun boyunca merak ettim ve maalesef, en azından ben, böyle bir bağlantı kuramadım. Anneanne ve dedenin bizim coğrafyamıza özgü doğulu aksanıyla konuşmaları yine oyunun bütünlüğüyle örtüşmeyen bir başka detaydı. İyi bir oyuncu olduğu hissedilmekle birlikte, Berk Harman'ın bu role yakışmadığını ya da daha ziyade, bu rolle tam olarak bağlantı kuramadığını hissettim. Özlem Zeynep Dinsel'in performansı, tüm oyun boyunca her açıdan dört dörtlük olan tek unsurdu ama tek başına maalesef yeterli olmadı. Bütünselliği sağlayamamış, iyi ele alınamamış ve iyi sahnelenememiş bir oyun olduğunu düşünüyorum.
Istırap Korosu / BAM