Öncelikle Tiyatro Bordeline'a yakışan bir ilk oyun olduğunu düşünüyorum. İsimlerinde de olduğu gibi anlatmak istediklerini sınırları zorlayarak ve zaman zaman uçlarda dolanarak anlatacakları kesin.( Ekibin genç olması beni bir izleyici olarak heyecanlandırmıyor değil.)
İç içe oyununun sadece bir kadın ya da bir kadın meselesi olduğunu düşünmüyorum. Mesele birey! Daha doğrusu; Birey olamayan bireyin, toplumla ve kendiyle çatışması. İçinde oluşanlar ya da oluşturtulamayanlar!
Oyuna mükemmel diyemem ama muhatabını sevindirecek türden zenginlikle, ince ince işlenmiş bir oyun.
Her şeyden önce sırtını dev gerçeğe dayamış bir metin. Gücünü gerçeklikten aldığını ve anlattığı durumun tüm insanların içinde gezindiğini biliyorum.
75 dakikalık oyun boyunca adını bile bilmediğimiz bir kadının, kendiyle ve toplumla iç savaşını izliyoruz. Öyle savaş dediğime de bakmayın ha; 75 dakikalık oyunun 60 dakikası kahkahalarla geçiyor. bu da hiç kuşkusuz yönetmenin, oyuncuya " Meselenin ağırlığını ancak ağlayarak verirsin." demek yerine, kahkahaların altındaki gerçekle vura vura izlettiriyor seyircisine.
Kısaca gişesi bol yolu açık olsun efendim:)
Öncelikle yazar Gülşah Gülebenzer'i iç çatışması bol ve toplumsal değerlerle kendi arzuları arasında sıkışmış günümüz çaresiz kadınını kaleme aldığı için teşekkür ederim. Kadının, toplumdaki yerinin günümüzde maalesef hala çok fazla değişemediğinin ve bu çarkın içinde kendine yer bulmaya çalışırken kendi arzularıyla hayatın dayattıkları arasında çıkmaza giren kadının profilini bize çizen başarılı oyunculuğuyla Ilgın Bingöl'ü, bu kadının arzularını, olması gereken doğal kadınsılığını, bastırılmış çocukluk travmalarını, sesini yükseltmeye çalışan ama bir türlü açığa çıkamayan gerçek düşünceleri, oyunda hiç düşürmediği enerjisiyle ve oyunculuğuyla bize geçiren Nergis Taşyürek'i, kadına bakış açısının değişmediğinin göstergesi erkek karakterlerini kadının gözüyle bize yansıtmayı gayet başarılı oyunculuğuyla sergileyen Gökhan Balyemez'i, oyunun temasıyla acayip uyumlu olan müzikleriyle Fırat Şaka'yı, kadının sıkışmışlığını, olması gereken toplum doğrularıyla kendi iç sesi arasındaki çatışması ince ve küçük denilebilecek detaylarla oyuna çok yaratıcı bir yorum getiren bana göre çok daha büyük projelerde çok başarılı yorumlarıyla gelecek vaadeden yönetmen Ceyhun Yağmurlar'ı, emek verildiği çok belli olan bu oyun için gönülden tebrik ederim. Gelecekte yeni oyunlarla sahnede izlemeyi bekliyorum.
Ülkü Menderes, Hale Algabri profilini favorisine ekledi
3 yıl önce