-
"Vakit Tamam Abbas"ı anlatmak çok güç, bir şey eksik kalır da hakkını veremem diye çekincem, mutlaka ama mutlaka seyretmelisiniz. Sanki heyecanlı, hiç bitmesini istemediğiniz bir film gibi zengin, renkli sahnelerle dolu. Hayal gücünüzü öyle bir harekete geçiriyor ki o sahnenin içinde, Abbas'ın yanında gibi hissediyorsunuz kendinizi. Sıcak, samimi, güldüren, düşündüren, ağlatan, dahası herkesin kendinden bir şeyler bulacağı bir oyun. Veysel Şükrü Alankaya'nın "Palto" oyununu da izlemiş çok beğenmiştim, kendisine bir kez daha hayranlık duydum, yeteneğinin, yaratıcılığının, içindeki tiyatro aşkının, bizi duygudan duyguya sürükleyen, karakterden karaktere taşıyan muhteşem oyunculuğunun önünde saygıyla eğiliyorum. Hikayeyi öyle bir kurgulamış ki birkaç aksesuarla tüm sahneler gözümüzün önünde canlandı. Her duyguyu seyirciye aktardınız, Abbas'ı çok sevdik, çok güldük, ağladık, var olun... Nice oyunlara, alkışınız bol, ışığınız daim olsun... Bu arada tiyatro bir ekip işi, oyunda emeği geçen herkesi ayrıca tebrik ediyorum...
-
Uzun zamandır izlediğim Duygu’ya en dokunan oyun diyebilirim:)Tek kelimeyle muhteşemmdiiii…Başta o muhteşem oyunculuğu için Şükrü Veysel Alankaya olmak üzere tüm ekibin emeğine sağlık.
Abbas’ların kesinlikle çoğalması gerekiyor bu dünyada…Herkese tavsiye edebileceğim çok keyif alınabilecek bir oyun…MUTLAKA İZLEYİN!!!
-
10 Ekimde Vakit tamam abbas oyununu izledim. Aşırı memnun kalmış bir şekilde ayrıldım. Sanatçıya da bu sergilediği sanata da tüm içtenliğimle teşekkür etmek isterim. Hikaye ve oyunculuk bana geçti. Anlatılmak istenen, hissettirilen şeyler gayet net şeylerdi. Böyle eserlerin devamları gelmeli. Esenlikler dilerim
-
Prömiyerden sonraki oyunu Ara Sahne'de seyrettim. Öncelikle oyunun yaratım sürecinde katkısı olan tüm ekibi tebrik ederim. Abbas'ın yolunun açık olduğunu ve pek çok kişi tarafından hikayesinin dinleneceğini düşünüyorum.
Oyun tek kişilik ancak Şükrü Veysel Alankaya mesleğine olan tutkusu ve yeteneği sayesinde birden fazla karakterin derdini bize anlatıyor. Karakterden karaktere geçme hızı inanılmazdı buna rağmen oyunu izlerken algınız hiç dağılmıyor ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.
Diyebilirim ki tek kişilik oyun ama kocaman bir hikaye anlatıyor. Oyunda bazen gülüyorsunuz bazen hüzünleniyorsunuz ve sonunda hayatı sorguluyorsunuz. Sevilmek için gösterdiğiniz çabaları, kabul edebilmeyi ,kabul görebilmeyi ve önyargılarımızın özgürce davranabilmemize ne kadar çok ket vurduğunun farkına varıyorsunuz. Var olma kaygısından bağımsız özgürce çabasız sevebilsek ne güzel olurdu değil mi Abbas?
Melek mi yoksa cin mi olduğu konusunda kafa karıştıran :)) Abbas oğlu Abbas'ın ve komutanı Cahit Sıtkı Tarancı'nın hikayesinin hayatınızda iz bırakacağını düşünüyorum.
Yolun açık; hikayeni ve seni anlayan seven çok olsun Abbas oğlu Abbas :)
-
Vakit Tamam Abbas
Şükrü Veysel Alankaya, tek kişilik, çok duygulu ve harika bir eserle yine karşımızda. Şiirlerin pek değer görmediği bu günlerde, Cahit Sıtkı Tarancı’nın "Haydi Abbas Vakit Tamam" isimli şiirinin yazım hikayesinin anlatıldığı bu oyun, daha fikir aşamasında bile beni çok etkilemişti. Bu eser, o kadar bizden ki, izlediğinizde bana hak vereceksiniz. Şivelerin duyulduğu, bizden hikayelere yer verilen bu oyunda, hayatımızdan bir yere isabet eden çok kıymetli cümleler ve duygular olacaktır. Yabancı eserlere karşı olmamakla birlikte, kendi özgün eserlerimizin varlığı beni daha çok mutlu ediyor. Bu esere bakarak özetle fikrimi söylersem: Cahit Sıtkı Tarancı da bizim, Abbas da bizim. Her cümle, her hikaye bize dair. Özümüzden damlayarak gelen bu hikayeye sahip çıkmamız gerekiyor.
Cahit Sıtkı Tarancı’nın emir eri olmak kim bilir ne kadar güzeldir. Malum, bu aralar normal askerlik yapanların sayısı fazla olmadığı için yalnızca askerlik yapanların bileceği bir atmosfer, benim için hâlâ çok mukaddes ve bir hayli yorucudur. Gidenler ve asker yolu gözleyenler bilir: Askerde zaman durur, sanki dünya ile bağlantın kesilir. Mecburiyetler silsilesi içinde, bir ülkeyi korumak ve kendinle hesaplaşmak zamanıdır. Hiç düşünmediğin kadar düşündüğün, hiç sormadığın kadar soru sorduğun ve cevapları için can çekiştiğin bir yerdir. Şiir yazmak için Allah tarafından verilmiş ilahi bir zaman aralığıdır. Şair olup da askerde şiir yazmayan yoktur sanırım.
Bir şiirin sadece şiir olmadığını, arkasında yüklü bir hikaye taşıdığını görmek ve hissetmek isteyenlerin kaçırmaması gereken bir oyun karşımızda. Oyun, sade bir dekorla açılıyor. Abbas, elinde iki bavulla sahneye giriyor. Bu bavullar, dekor açısından sihirli özellikler taşıyor. Bir bavulun içinden başka bir bavul çıkıyor; hikayenin anlatımına muhteşem özellikler ve güzellikler katıyor. Bir bavul, gerektiğinde bir radyo, gerektiğinde bir musalla taşı, gerektiğinde başka bir nesne olabiliyor. Oyunu izleyecekler için çok detaylı anlatıma girmek istemiyorum ama özellikle tiyatro ile ilgilenenlerin muazzam fikirler alabileceği güzel bir tasarım ortaya çıkmış.
Abbas, kendi askerlik hikayesinden başlayarak, şiveli konuşması ve karakter geçişlerindeki ustalığıyla oyuncumuz harika bir performans sergiliyor. Anlatım sırasında zihinde canlandırma adına her şey düşünülmüş. Hikayelerin birbirine bağlanmasında göstergeler eksiksiz, dramatik yapı içerisindeki geçişler de çok iyi yapılandırılmış. Geleneksel ve yöresel izlerin en derinlere kadar işlendiği, duygunun zirve yaptığı şiirin yazıldığı ana geldiğinizde gözyaşlarınızı tutamıyorsunuz.
“Şiir sadece metinsel bir eser değildir.” Şiir, büyük bir hikayenin özetlenmiş ve sonraki nesillere aktarım biçimidir. Özellikle edebiyat ve şiir sevenlerin merakla ve heyecanla izlemek isteyeceği, bizden bir eser olmuş. Başta Şükrü Veysel Alankaya olmak üzere emeği geçen herkese şahsım adına teşekkür ediyorum.
Vakit Tamam Abbas / Oyun İşleri