-
İlk defa bir oyundan ilk perdesi bitmeden çıktım. Uzun zamandır bu kadar kötü bir oyun seyretmemiştim.
-
- Aşırı derecede seksist metin. 4 kadın oyuncunun bu oyunu oynamayı kabul etmesi çok üzücü.
- Yetersiz karakter analizi.
- Stereotipik varsayımlar üzerinden karakter kurgulaması. Marilyn = aptal sarışın, Frida = sert kadın. Frida'nın Marilyn'e orospu diyerek onu aşağılayacağını düşünmek, Frida'yı daha çok aşağılamaktadır. Tabii ki belgesel niteliğinde bir oyun çıkarma zorunluluğu yok, fakat bu tercih oyunun vasat bir oyun olmasına sebep olmuş.
- Hande Soral'ın ses kontrolü yapamaması (Frida = sert kadındır diye yönlendirilmesinin de etkisi olmalı)
Olumlu yanlar:
- Hatice Aslan'ın oyunculuğu ve sesi
- Fikir olarak oyunun güzel olması, fakat metinde bu parıltı yok.
-
Gerçekten çok kötü bir oyun. İkinci yarı girsem mi, girmesem mi diye çok düşündüm. Allah’tan fazla uzun bir oyun değildi. İkinci yarıyı seyretmeyip çıkanlar vardı. Mesela geçen hafta da Cem Davran’ın son oyunu “Üçü bir arada” yı izledim, çok çok daha başarılıydı, kesinlikle sıkıcı değildi. Özetle; sakın gitmeyin derim.
-
Bir oyun yapalım , içerik olmasa da gişesi fena olmasın kurgusuyla yola çıkılmış gibi. Bu yüzden Dali , Monroe , Frida, Piaf ve Woolf isimlerini de kullanırsak salonu doldururuz denmiş. Sonuç olarak ortaya kötü bir oyun çıkmış. Oyuncular ellerinden geleni yapsa da olmamış. Uzun süredir bu kadar sıkıcı ve yüzeysel bir oyun görmemiştim.
-
Her hafta en az bir oyun izlemeye çalışan birisi olarak, izlediğim açık ara en kötü oyundu. Çıkarken sadece zamanıma ve 70 TL'me üzüldüm ciddi anlamda. Normalde olumsuz yorum yapmayı istemem ama bu oyun için önüme gelen her platformda bunu yazma gereği duydum. Çünkü; tiyatro bu olmamalı malesef. Üzülerek hiç ama hiç beğenmediğimi söylemek istiyorum.
Dali'nin Kadınları / Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu