Süper bir oyun. Özellikle oyunculuklar, kostümler ve sahne uzayının dekorsuz ama her sahnede dolu dolu kullanımı muhteşem. Ankara'nın havasından mı, suyundan mı, rakımından mı bilmiyorum ama Ankara DT ekolünün, İstanbul'da ödenekli ya da özel hiçbir ekipte olmayan, "dupduru ve abartısız" oyunculuklarına bayılıyorum. Bu oyunda ekibin dans performansları da oyunculuklara ilave bir güç ve güzellik katmış. Mikrofon kullanımından kaynaklanan ses sorunları olduğu tespitine katılıyor fakat oyunun sıkıcı ve anlaşılmaz olduğu şeklindeki yorumlara katılmıyorum. Eser bence çok güzel yorumlanmış, farklı reji ve dramaturji yorumları olabilir, fakat daha basit de olamaz sanki. Oyun, komedi/vodvil tiyatrosu izleyicilerine ya da "güldür güldür", "haldır huldur", "paldır küldür" gibi tv şovlardan hoşlanan seyircilere sıkıcı gelebilir.
Cemal Süreya, internette kaydı da olan videoların birinde kendini üç kısa cümleyle şöyle tanıtır; "1931 yılında doğdum, 1937'de annem öldü, 1944 yılında Dostoyevski'yi okudum, o gün bu gündür huzurum yoktur. Biyografim bu kadar."
Tolstoy'un büyük romanından uyarlanan bu oyun da, insanda böyle bir his bırakıyor. Rus klasiklerinin çoğunun ana teması; "tüm çıplaklığıyla, bütün zaaf ve erdemleriyle, artı ve eksileriyle insan". Seyircide edebi, tematik ve görsel tatlar bırakan bir oyun. Kısa süreliğine İstanbul turnesinde. Umarım kaçıranlar için sezon içinde tekrar gelir.
Oyundan bir alıntıyla bitireyim; "hepimiz acı çekmek için buradayız (dünyada)".
Korku gerilim hiç tarzım olmasa da Kutay Sungar için düşünmeden aldım bileti. Oyun çok iyi kurgulanmıştı dekorlar alışılmışın dışında, oyunun temasına çok uygundu bence. İkisini de izlemek çok keyifliydi bir bütün olarak tatmin etti havada kalmadı, tedirgin de etti tabi özellikle finale doğru. Emeği geçen herkese teşekkürler, başarılı.
Anna Karenina / Ankara Devlet Tiyatrosu