Amerikan aile ilişkileri üzerinden, farklı karakterlerin birbirlerini ve geçmişlerini sorguladıkları bir oyun. Babanın ortadan kaybolması ve kızlarının baba evine gelmesiyle başlıyor hikaye. Biraz uzun ama izlemesi sıkmıyor. Dekor, ışık, kostüm konuya adaptasyonu sağlıyor. "August: Osage County" adlı konunun yorumlandığı meşhur bir filmi de var.
Rosalind Franklin'in, DNA yapısını keşfeden bilim kadınının, üzücü ve zorlu hayatı, etkileyici, enerjik, yer yer güldüren bir mizahla anlatılıyor. Konunun yorumlanması ve sahneye işlenmesi o kadar gerçekçi ki tüm eser hafizada yer ediyor. Oyuncuların rollerine hakimiyeti, akılcı sahne dekoru, ışıklar, müzik oyun ile o kadar uyumluydu ki; uzun sürmesine rağmen zamanın nasıl geçtiği anlaşılmıyor.
Ülkesinden kaçıp Avrupa'ya giden bir gencin yaşam mücadelesi ele alınıyor.
Sahne dekoru etkileyici ancak oyunculukların bazen aşırıya kaçması bazı sahnelerin dramatize edilmesine neden olmuş ve oyunun akışını bozmuş.
İlk girişte güzel bir dekor ile etkilendim,sadeliğin gücünü kullanmışlardı sahnede. Oyun başladığında söylenen her cümlenin, dünyanın bir yerinde yaşanıyor olması farklı izlenimler bıraktı. Gerçek hayatımızda da bu tiyatroyu izlediğimiz gibi; göçmenlik olaylarını, savaşları da izliyor olmamızı resmeden bir tablo hakimdi, odada. Arasız, 135 dakika sürmesine rağmen çok rahat geçti zaman. Her sahnenin ayrı bir vurgulayıcı özeti vardı. Spoiler vermeyi sevmiyorum ama 'Orda bir köy var uzakta!' sahnesinden uzaklarda küçük bir medeniyetin bulunduğu sahnesine kadar her ayrıntı ve nüans tek tek işlenmiş. Arada söylenen şarkılar, danslar, kayık yolculukları hepsi güzel performanslardı. Oyuncular rollerine hakim. Dekor değişken. Seyirciyi gerçeklerle yüzkeştirirken güldüren, adı üstünde gülünç karanlıktı oyun.
HE-GO / Altıdan Sonra Tiyatro