Oyun metninin ekip içinden çıkması başarılı bir çalışma. Ben severim bu tarz işleri. Yani oyun stili bu olan oyunları. Oyunculukları çok beğendim. Grotesk yorumu da öyle. Benzer denemeler yapılabiliyor ama genellikle ayağı yere pek basmayan oyunlar görüyoruz çoğunlukla. Bu onlardan değil. Bu yüzden hüsrana uğramamış olduğum için de ayrıca mutlu oldum salondan çıkarken.
Grotesk ve doğal oyunculuğun bir arada bulunduğu izlediğim ender oyunlardan biri. Estralanya, çıkmaz sokak, yaşayan ölüler, çöp kutusu, maske gibi bir çok metaforu bünyesinde barındıran, izleyiciye göre yer yer farklı yorumlanabilecek göndermeler yapan ve sosyal mesajlar içeren başarılı bir metne sahip.
Oyunun başında Ril karakteri izleyicide çocuk oyunu izlenimi yaratsa da zamanla oyunun konusu gereği karakter anlam kazanıyor. Nispeten daha doğal bir karakter olan Hiko, Ril ile birlikte tamamlayıcı bir performans sergilemiş. Oyunun en can alıcı karakterleri olan yaşayan ölüler Sisat ve Sisala ise gerçekten başarılı. Jestler, mimikler, ses tonları, karşılıklı hareket ve diyalog uyumları.. her öğe üzerinde iyi çalışılmış. Makyaj ve kostümler de karakterleri destekleyen bir diğer unsur.
Dekorda estralanyadan uzak, sıkıcı, monoton, sıradan dünyanın gri renkleri hakim. Aslında bu haliyle Sisat ve Sisala'nın makyaj ve kostümleri ile uyum sağlanarak yaşayan ölülerin dünyası işlenmiş.
Çok başarılı bir metin, çok keyifli oyunculuklar
Geçen sezondan listemde olan,fakat farklı oyun biletlerimle tarih çakışması yaşadığım için gidemediğim “Estralanya” (Tiyatro Yıldız ekibinin ilk oyunu) adlı oyunu nihayet seyredebildim. Oyunun rejisinde farklı oyunculuk tarzları hakim(Doğal oyunculuklar-maske/grotesk/buffon tarzlarının başarıyla harmanlandığı seyri çok keyifli bir oyun). Metaforlarla birlikte seyircinin yorumuna açık noktalar barındırması, üzerine düşünüp, sorguladığım bölümler olması metinde sevdiğim noktalar oldu. Hem oyunun yazarı Koray Horasan’ı,hem de tüm oyuncuları tebrik ediyorum.Bence gayet güzel bir oyuna imza atmışlar.Oyun; sistemin içinde sıkışıp kalan sürekli aynı rutinde yaşayan, arzusu olmayan (belki de sadece gezmek dışında bir arzusu olmayan),sosyal/iş hayatlarında maskelerle ve yalan umutlarla yaşadığını sanan ölü canlılara değinirken, sistemin yarattığı bu döngüden çıkmak için kaçan insanların (oyunda bu insanlar beyaz yakalı olsa da bana göre biraz geneli kapsıyor.) sıkışıp kalmışlıklarına şahit oluyoruz.Oyundan çıktığımda,dayatılan bu sistemden kaçmanın bir yolu var mıdır? Varsa nedir? soruları uzun bir süre zihnimi meşgul etti. Siz de biraz kendinizle yüzleşmek ve güzel bir oyun seyretmek isterseniz mutlaka sezonda izlenecekler listenize almalısınız. Tavsiye ederim. Ekibin yeni oyunu da merakla bekliyorum.
Estralanya / Tiyatro Yıldız